7. Sınıf Allah’ın (cc.) Kulu Ve Elçisi Hz. Muhammed (sav.) Konu Anlatımı

Karatay

7. sınıf konu anlatımları. 7. sınıf Allah’ın (cc.) Kulu Ve Elçisi Hz. Muhammed (sav.) Konu Anlatımı. 7. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 7. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi konu anlatımı, 7. sınıf Allah’ın (cc.) Kulu Ve Elçisi Hz. Muhammed (sav.) Konu Anlatımı işte yazımızda.

Allah’ın (cc.) Kulu Ve Elçisi Hz. Muhammed (sav.)

Allah’ın (c.c.) Kulu Hz. Muhammed (S.A.V.)

Hz. Muhammed (s.a.v.) de bizim gibi bir insandı. Mekke’de bir anne ve babadan dünyaya geldi. Çocukluk ve gençlik dönemlerini yaşadı. Evlendi, çoluk çocuk sahibi oldu. Ömrü sona erince de vefat etti.

Peygamberimiz yaşamı boyunca normal bir insanın karşılaşabileceği birçok durumla karşılaştı. Yeri geldi sıkıntı çekti, fakirlik gördü, üzüldü, yakınlarını kaybetti. Yeri geldi sevinçli anları oldu. Bedenî ihtiyaçları oldu, hastalandı, iyileşti, bazen üzüldü, gözyaşı döktü. Rızkını kazanmak için çalıştı, çobanlık yaptı, ticaretle uğraştı. Kur’an-ı Kerim’de de Peygamberimizin bizler gibi bir insan olduğunu ifade eden ayetler vardır.

“De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım…” (Kehf suresi, 110. ayet)
“(Ey Muhammed) Şüphesiz sen öleceksin ve şüphesiz onlar da öleceklerdir.” (Zümer suresi, 30. ayet)
Hz. Muhammed (s.a.v.) Allah tarafından peygamberlik göreviyle görevlendirildiğinde başlangıçta Mekkeliler çok şaşırdılar, hatta inanmadılar. Çünkü insanlar, bir peygamberin olağanüstü özelliklere sahip, gelecekten haber veren veya meleklere benzeyen biri olması gerektiğine inanıyorlardı. Onların bu düşünceleri Kur’an-ı Kerim’de şöyle dile getirilmiştir: “Onlar şöyle dediler. Bu ne biçim peygamber; (bizler gibi) yemek yiyor, çarşılarda dolaşıyor. Ona bir melek indirilmeli, kendisiyle birlikte o da uyarıcı olmalıydı. Yahut kendisine bir hazine verilmeli veya içinden yiyip (zahmetsizce geçimini sağlayacağı) bir bahçesi olmalıydı…” (Furkan suresi, 7.-8. ayetler) Kur’an-ı Kerim, onların bu iddialarına Peygamberimizin şu şekilde cevap vermesini istemiştir: “De ki: Ben size ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum. Ben gaybı (geleceği) da bilmem. Size ‘Ben bir meleğim’ de demiyorum. Ben sadece bana gönderilen vahye uyarım…” (En’am suresi, 50. ayet) Konuyla ilgili başka bir ayette de şöyle buyrulur: “De ki: Ben Allah’ın dilediğinden başka kendime herhangi bir fayda veya zarar verecek güce sahip değilim. Eğer ben gaybı (geleceği) bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim ve bana hiçbir fenalık dokunmazdı. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeciyim.” (A’raf suresi, 188. ayet)

Peygamberimizin diğer insanlardan farklı olan özelliği ise, O’na Allah’tan vahiy gelmesidir.

Allah’ın (c.c.) Elçisi Hz. Muhammed (S.A.V.)

Hz. Muhammed (s.a.v.), bir insan olmasının ötesinde, aynı zamanda Allah (c.c.) tarafından insanları doğru yola davet etmek üzere gönderilmiş bir peygamberdir. Onun peygamberliği ile ilgili olarak bilinmesi gereken bazı hususlar vardır.

Hz. Muhammed Son Peygamberdir

Bizleri yaratan Allah, bizleri dünya üzerinde tek başımıza bırakmamıştır. Hem rahat bir şekilde yaşayabilmemiz için pek çok nimet vermiş hem de kendisine inanıp ibadet etmemizi, güzel davranışlara yönelmemizi istemiştir. Bu konuda bizlere örnek olması için de peygamberler göndermiştir. İnancımıza göre ilk insan olan Hz. Âdem (a.s.) aynı zamanda ilk peygamberdir. Son peygamber de Hz. Muhammed (s.a.v.)’dir.

Hz. Muhammed’den sonra başka bir peygamber, Allah’tan vahiy alan herhangi bir elçi gelmeyecektir.

“And olsun ki içlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârcılardan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Hâlbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içindeydiler.” (Al’i İmran/164) Allah Hz. Muhammed’i göndererek bizlere iyilikte bulunmuştur. Her peygamber gibi Hz. Muhammed de insanları uyarmak, iyi davranışlarda bulunanları cennetle müjdelemek için gönderilmiştir.

Hz. Muhammed (s.a.v.) İnsanlığa Bir Rahmettir

Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya suresi, 107. ayet)

Rahmet: acımak, şefkat göstermek, merhamet etmek, iyilik etmek ve bağışlamak anmalarına gelir. Peygamberimize gönderilen din, bütün insanlar için hakkı ve doğruyu gösteren bir kılavuzdur. Güneş nasıl biyolojik yaşam için gerekliyse Peygamberimize gönderilen din de insanların hem iç dünyaları için hem de toplumları için o kadar gereklidir. Peygamberimiz yaşamı boyunca güçsüzlerin ve korumasız kalmışların koruyucusu olmuştur. Yaşadığı dönemde en çok kadınlar, köleler ve korumasız kalmış öksüz ve yetimler ezilmekteydi. Hz. Muhammed (s) onların durumlarını iyileştirmeye yönelik çeşitli önlemler almıştır. Peygamberimiz savaşta çocuklara, kadınlara ve din adamlarına dokunulmamasını emreder, kılıcını atıp teslim olan savaşçılara eziyet edilmesini yasaklardı.

Peygamberimizin merhameti yalnızca insanlara yönelik değildi. Hayvanlara eziyet edilmemesini ister, üzerlerine haddinden fazla yük yüklenmesini yasaklardı. Tehlike kaynağı olmadıkça hayvanların öldürülmesini men etmiştir.

Hz. Muhammed(s.a.v.) Kuran’ı Kerim’i Açıklayıcıdır

– Hz. Muhammed’in (s.a.v.) peygamberlik görevlerinden biri de sözlü ve uygulamalı olarak Kur’an-ı Kerim’i açıklamaktır. Ayette: “…İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için ve düşünüp anlasınlar diye sana bu Kur’an’ı indirdik.” buyurulmaktadır.
– Kur’an-ı Kerim, kıyamete kadar insanlara rehber olmaya devam edecek son ilahi kitaptır. Kıyamete kadar yetecek bir kitapta her şeyin bütün ayrıntılarıyla yer almasını beklememeli Çünkü öyle olsaydı Kur’an’ın ciltler dolusu olması gerekirdi.

– Kur’an’da yer alan bazı konular Peygamber Efendimiz tarafından bizlere açıklanmıştır. Özellikle namaz, oruç, zekat, hac gibi ibadetler buna en iyi örnektir. Kur’an’da bu ibadetlerin yapılış şekli tüm ayrıntılarıyla verilmemiş, ayrıntılarını peygamberimiz bizlere öğretmiştir.

– Bazılarının düşündüğü gibi «peygamberimiz Kur’an-ı Allah’tan alıp insanlara ulaştırmış sonra da hiçbir şeye karışmadan bu dünyadan ayrılmış» değildir. O, Kur’an ayetlerini yaşamış, bizlere örnek olmuş, açıklanması gereken yerleri bizlere açıklamıştır (tefsir etmiştir).

– Hz. Peygamber (sas) sadece kendisine gelen emirleri insanlara ulaştıran bir tebliğci değil aynı zamanda onları açıklamakla da görevli bir uyarıcıydı.

– “Ey Peygamber sana indirilenleri tebliğ et.”

– Âyeti ile kendisine inen âyetleri tebliğ ile görevlendirilirken, “İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için sana bu zikri indirdik.” âyeti ile de tebliğ edeceği âyetleri açıklaması istenmişti.

– Veda Hutbesi’nde kendisini dinleyen sahabeye, «Tebliğ ettim mi?» diye sormuş «Evet» cevabı üzerine de «Şahit ol Ya Rab» diyerek konuşmasını tamamlamıştır.

Müjdeleyen ve Uyaran Peygamber

Allah’ın (c.c.) gönderdiği son peygamber olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.), başlıca özelliklerin-den biri de müjdeleyici ve uyarıcı olmasıdır. Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimizin (s.a.v.) bu özel-liğine işaret eden ayetler vardır. Bunlardan birinde şöyle buyrulur: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydın-latıcı bir kandil olarak gönderdik.”(24) Başka bir ayette de “Doğrusu biz seni Hak (Kur’an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.”(25) ifadesi yer alır. “Biz onu (Kur’an’ı) hak olarak indirdik ve o da hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.”(26) ayetinde de Hz. Muhammed’in (s.a.v.) insanları uyar-mak ve müjdelemek üzere gönderildiği ifade edilir.

Hz. Muhammed (s.a.v.), 610 yılının ramazan ayının Kadir Gecesi’nde,“Oku!” emriyle başla-yan ilk vahiyleri aldı. Sonrasında Allah (c.c.), elçisine vahiyler göndermeye devam etti. Bu süreçte Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gönderilen ilk vahiylerden birinde Allah (c.c.) şöyle buyuruyordu: “Ey örtünüp bürünen (Peygamber!) Kalk ve (insanları) uyar. Sadece Rabb’ini büyük tanı. Kötü şeyleri terk et.”(27)

Hz. Peygamber (s.a.v.), akrabalarını uyarmasını isteyen ayet gelince Mekkelileri toplamış ve onlara,“Ey Kureyş! Size, şu dağın arkasında üzerinize saldırmak için bekleyen bir ordu var, desem bana inanır mısınız?” diye sormuştur. Onlar da “Elbette inanırız. Bize göre sen töhmet altında biri değilsin, senin yalan söylediğini asla duymadık.” dediler. Bunun üzerine Peygambe-rimiz (s.a.v.), onlara şu uyarıları yaptı: “…Ben şiddetli biz azap konusunda sizi uyarıyorum. Allah (c.c.), en yakın akrabalarımı uyarmamı istedi. Sizler, ‘Lâ ilâhe illallah.’ demedikçe sizin için ne bu dünyada ne de ahirette bir kısmete kefil olabilirim.(29)

Hz. Peygamber (s.a.v.) birçok hadisinde biz müminlere müjdeler vermiştir. Örneğin bir hadi-sinde, “Dürüst ve güvenilir tüccar, (cennette) peygamberler, sıddıklar (dosdoğru kimseler) ve şehitlerle beraberdir.”(30) buyurmuştur.

Hz. Muhammed Güzel Ahlakın Tamamlayıcısıdır

“…Çünkü sen üstün bir ahlâka sahipsin.” (Kalem suresi, 4,5. ayet)

Hz. Muhammed (s.a.v.), Allah’ın bütün insanlara doğruyu ve güzeli bildirmek ve onları bu yöne yönlendirmek üzere görevlendirdiği bir Peygamberdir. Onun bütün davranışlarında kusursuz olması gerekiyordu. Çünkü o, tüm Müslümanlar için uyulması gereken bir örnek insandı. Kötü huyları olan birinin, insanları iyiliğe götüren bir öncü olmasını elbette bekleyemeyiz. Bu yüzden Allah onu bütün kötü huylardan korudu. Rabbimiz gönderdiği ayetlerle hem Sevgili Peygamberimize hem de onun etrafında kenetlenmiş Müslümanlara, karşılaştıkları olaylar karşısında nasıl davranmaları gerektiğini öğretmiştir. Onlara her şeyin en iyisini, en güzelini ve en üstün olanını göstermiştir. Peygamberimiz de Allah’a gönülden bağlanmış biri olduğundan, ona inen ayetlere harfi harfine uymuş, biz Müslümanlara da gücümüz yettiğince onlara uymamızı emretmiştir. Bu uygulamalar neticesinde Hz. Muhammed güzel ahlâkın en güzel örneği haline gelmiştir.

Sevgili Peygamberimiz şöyle derdi:
“Beni Rabbim eğitti; O beni ne güzel eğitti.” (Hadis-i şerif)

Bir Sure Tanıyorum: Kâfirûn Suresi ve Anlamı

Okunuşu:

Bismillahirrahmânirrahîm.
– Kul yâ eyyühel kâfirûn
– Lâ a’büdü mâ ta’büdûn
– Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd
– Ve lâ ene âbidün mâ abedtüm
– Ve lâ entüm âbidûne mâ a’büd
– Leküm dînüküm veliye dîn

Anlamı:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
– (Ey Muhammed!) De ki: Ey inkârcılar!
– Ben sizin taptıklarınıza tapmam.
– Benim taptığıma da sizler tapmazsınız.
– Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim.
– Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz.
– Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

7. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları için tıklayınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 72 + 4 kaçtır?


Basari Sıralamaları