Vahiy Ve Akıl Konu Anlatımı

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ayt konu anlatımı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi tyt konu anlatımı , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Vahiy Ve Akıl  hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..

Vahiy Ve Akıl 

 

İslam Dinin Temel Kaynağı

İslam dinini dört temel kaynağı vardır. Bunlar;

Kuran-ı Kerim
Sünnet
Cima
Kıyas

Kuran-ı Kerim
İslam dininin en temel kaynağı Kuran-ı Kerim’dir. Allah’ın, Cebrail (a.s.) aracılığıyla son peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’e gönderdiği kutsal kitaptır.

Sünnet
Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in yaptığı davranışlar ve söylediği sözler dinimizde sünnet olarak bilinmektedir. İslam dininin Kuran-ı Kerim’den sonra gelen temel kaynağı Hz. Muhammed (a.s.)’ın sünnetidir.

İcma
İslam dininin bir diğer temel kaynağı da icmadır. Kelime anlamı olarak aynı kararda bulunmak anlamına gelmektedir. Belirli dönemde yaşamış olan din alimlerinin, belirli konular hakkında tek bir ortak karara varması temeline dayanmaktadır.

Kıyas
Kelime anlamı iki şeyi bir biriyle ölçmek olan kıyas, bir diğer temel kaynaktır. Genellikle hüküm verilirken kıyas kaynağı esas alınır. Şerri bir olayda verilen karar, benzer diğer şerri olaylar için de geçerlidir.

Kur’an-ı Kerim’in Tarihi

Kur’an-ı Kerim, miladi 610 yılının Ramazan ayında Kadir Gecesi’nde indirilmeye başlandı. Yüce Allah (c.c.) bu durumu ‘’Biz Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirdik.’’ (Kadir suresi, 1. ayet.) şeklinde belirtmektedir. Hz. Muhammed’e (s.a.v.) vahyedilen ilk ayetler Alak suresinin ilk beş ayetidir. Yüce Allah (c.c.) bu ayetlerde‘’Yaratan Rabb’inin adıyla oku! O, insanı aşılanmış bir yumurtadan (embriyo) yarattı. Oku, senin Rabb’in kerem sahibidir. O, kalemle yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini öğretendir.’’ (Alak suresi 1-5. ayetler.) buyurmuştur. İlk inen ayetlerin ardından vahiy, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) olaylar ve ihtiyaçlar karşısında parça parça inmeye devam etmiştir. Kur’an’ın ayet ayet veya sure sure indirilme sebeplerinden biri vahyin Allah (c.c.) tarafından Hz. Muhammed’in (s.a.v.) kalbine iyice yerleştirilmesidir. Bu durum, Yüce Allah (c.c.) tarafından “İnkâr edenler, ‘Kur’an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?’ dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane okuduk.” (Furkân suresi 32. ayet.) ayetiyle dile getirilmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisine gelen vahiyleri Allah’ın (c.c.) emrettiği şekilde (Şuarâ suresi, 214. ayet.) öncelikle en yakınlarından başlayarak insanlara tebliğ etmiş, aynı zamanda vahiy katiplerine yazdırmıştı. Böylece vahiyler iner inmez ezberlenmiş, yazıya geçirilerek de muhafaza edilmişti. Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından vahyi yazmakla görevlendirilen kimselere vahiy katipleri denildi. Vahiy katipleri, o günün şartlarında yazmaya elverişli malzemelere vahiyleri yazar ve Hz. Peygamber’e (s.a.v.) kontrol ettirirdi.

Kur’an ayetlerinin indirilişi,Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatına kadar sürmüş ve 23 yılda tamamlanmıştır. Cebrail (a.s.) bu süre zarfında her yıl Ramazan ayında Kur’an’ın o tarihe kadar indirilmiş ayetlerini Hz. Peygamber’e (s.a.v.) okumuş, Hz. Peygamber (s.a.v.) de okunanları takip etmiş ve tekrarlamıştır. Kur’an’ın indirilişi Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatına kadar devam ettiği için Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sağlığında kitap hâline getirilmemiştir.

Kur’an, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) risaleti süresince mevcut düzene göre bir araya getirilerek kitap şeklini almamıştı. Bunun en temel sebebi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hayatta olması ve vahyin ne zaman sona ereceğinin bilinememesiydi. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) vefatından bir süre önce Cebrail’le (a.s.) yapılan son okumada ayetlerin sırası belirli hâle gelmiş ve bu şekilde sahabe tarafından ezberlenmişti. Fakat Bir’î Maûne Faciası ve Yemâme Savaşı gibi olaylarda Kur’an’ı iyi bilen sahabilerin şehit olması, Hz. Ömer’i (r.a.) telaşlandırarak harekete geçirmişti. Bu olaylar sebebiyle Hz. Ömer (r.a.), dönemin halifesi Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) Kur’an ayetlerinin bir araya getirilmesi teklifinde bulundu. Bir müddet konu üzerinde istişare eden Hz. Ebu Bekir (r.a.), bu görevi sahabeden Zeyd bin Sabit’e (r.a.) teklif etmiş ve ondan bu iş için bir heyet kurmasını istemişti. Zeyd bin Sabit (r.a.) başkanlığında toplanan ve aralarında Hz. Ali’nin (r.a.) de bulunduğu heyet, Kur’an ayetlerini iki kapak arasına toplayarak bir kitap haline getirmişti. Mushaf adı verilen kitap hâlindeki Kur’an-ı Kerim, Hz. Ebu Bekir’e (r.a.) teslim edilmişti. Mushaf, Hz. Ebu Bekir’in (r.a.) vefatından sonra Hz. Ömer’e (r.a.), onun vefat etmesi üzerine de kızı Hz. Hafsa’ya (r.a.) intikal etmiştir.

Hz. Ömer (r.a.) ve Hz. Osman’ın (r.a.) halifelikleri döneminde fetihlerle İslam coğrafyası geniş sınırlara ulaştı. Fethedilen topraklarda yaşayan farklı milletler İslamiyet’i kabul ederek Kur’an’la tanıştı.

Zeyd bin Sabit’in (r.a.) başkanlığında Kur’an-ı Kerim’i çoğaltma işiyle görevlendirilen heyet, ayetlerin yazımını tamamlayıp Kur’an’ı yedi nüsha hâlinde çoğalttı. Çoğaltılan nüshalar Mekke, Kûfe, Basra, Şam, Yemen, Bahreyn ve Medine’ye birer rehber okuyucuyla gönderildi. (Abdülhamit Birışık, İslam’a Giriş: Gençliğin İslam Bilgisi, DİB Yayınları, s. 113.)

Kur’an ile İlgili Bazı Kavramlar

İç düzen ile ilgili kavramlar

Ayet: Kanıt, işaret, anlamlarına gelir. Sureleri oluşturan bir veya bir kaç cümleden oluşan bölümlere denir. Bir sayfadan oluşan ayetler olabildiği gibi tek bir harften oluşan ayetler de vardır. Kur’ân-ı Kerim’de toplam 6236 ayet bulunmaktadır.

Sure: Kur’ân-ı Kerim’in değişik sayıdaki ayetlerinden oluşan bölümlerine sure denir. Kur’ân-ı Kerim’de toplam 114 sure bulunmaktadır. En kısa sure üç ayetten oluşan Kevser suresi, en uzunu sure ise 286 ayetten oluşan Bakara suresidir. Mushaf sırasında ilk sure Fatiha, son sure ise Nas suresidir. Tevbe suresi dışındaki her bir sure başında Besmele bulunmaktadır. Mekke’de indirilen surelere ’Mekkî’, Medine’de indirilenlere ise ’Medenî’ sure denir.

Cüz: Kur’an’ın her yirmi sayfasına bir ’cüz’ denilmektedir ve Kur’ân-ı Kerim’de toplam 30 cüz bulunmaktadır.

Hizb: Bir cüzün beş sahifelik bölümlerine verilen addır.

Mushaf: İki kapak arasına toplanmış sayfalar demektir. Kur’ân-ı Kerim’in isimlerinden biridir.

Okunması ile ilgili kavramlar

Tecvit (tecvîd): Kur’ân-ı Kerim’i en güzel bir biçimde okumakla ilgili kurallar bütününe denir. Tecvit başlı başına bir ilim haline gelmiştir. Bu ilmin amacı, Kur’an’ı en güzel şekilde okumayı sağlamaktır.

Mukabele: Karşılıklı okumak anlamına gelir. İlk mukabele Peygamberimiz (s.a.s) ile Cebrail (a.s.) arasında gerçekleşmiştir. Efendimiz (s.a.s.) ile Cebrail (a.s.) her yıl Ramazan ayında, o zamana kadar inmiş bulunan Kur’ân-ı Kerim ayetlerini karşılıklı okurlardı.

Hatim: Kur’ân-ı Kerim’i metinden veya ezberden baştan sona okumaktır.

Hafızlık: Kur’ân-ı Kerim’in bütün ayetlerini ezberlemektir. Kur’an’ı ezbere bilen kimselere ’hâfız’ denir. Kur’an ayetlerinin ilk indiği günden bu yana her devirde Kur’an’ı ezberleyenler daima var olmuştur. Böylece onun unutulup kaybolmasının önüne geçilmiştir.

Anlaşılması ile ilgili kavramlar

Meal: Meal Kur’an ayetlerinin anlamını aslıyla aynı değil, fakat aslına yakın olarak ifade etmektir. Kur’ân-ı Kerim’in aslıyla aynısını başka bir dile bütün dilsel özellikleriyle çevirmeye tercüme denir ki, Kur’an’ın tercümesi mümkün değildir. Bu yüzden Kur’an tercümesi çalışmalarına meal denir.

Tefsir: Bir manayı açığa çıkarmak, bir şeyi yorumlamak demek olup terim olarak ise; Sahasında ehliyet ve liyakat sahibi alimlerin Kur’ân-ı Kerim’i açıklanması ve yorumlanmasıdır. Tefsir ilmiyle iştigal eden uzmanlara ise Müfessir denir

Kur’an’ın Temel Amaçları

Allah, Kur’an-ı Kerim’i tüm insanlığa rehber olsun diye göndermiştir. Onun temel amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:

İnsanların ve diğer varlıkların yaratıcısının Allah olduğunu bildirmek,
İnsanların varlıklar içinde seçkin bir yerinin olduğunu ve sorumluluklarının bulunduğunu bildirmek,
İnsanların davranışları, işleri ve sorumlulukları hakkında yönlendirici bilgiler vermek,
İnsanların yaptıklarından ve yapması gerekirken terk ettiklerinden dolayı sorumlu olduklarını ve bunların hesabını vereceğini bildirmek,

Kuran-ı Kerim’in, ondan önceki kutsal kitapların, bütün peygamberlerin gönderiliş amaçlan işte bu dört maddeden ibarettir.

Özetle görürüz ki doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranış ön plana çıkmaktadır.

Doğru Bilgi

Kur’an-ı Kerim söz konusu olduğunda ‘doğru bilgi’yle daha çok ‘hikmet’ kavramını anlıyoruz. Hikmet, yargı ve kararlarda isabetli olmak, amacı doğru kavramak, doğru hareket etmek gibi anlamları içine almaktadır.

Yüce Allah, doğru bilginin Kur’an-ı Kerim’de olduğunu bildiriyor ve diğer peygamberlerin, onların toplumlarının yaşadıkları olayları kanıt olarak gösteriyor. “Tarih boyunca sürekli tekrarlanıp duran gerçekler’ görün” diyor.

Diyebiliriz ki, Kur’an-ı Kerim’in doğru bilgisi öncelikle inançlar konusundadır.

İkinci olarak, Kur’an’ın doğru bilgisi insan davranışları, işleri ve uygulamaları konusundadır. İnsanların ortak arayışlarından biri de düzgün davranış ve adil uygulamaların nasıl olacağıdır, insanların üzerinde bir güç, her şeyin hakimi olan Allah, bu konuda da en doğru bilgiyi peygamberi aracılığıyla bildirmiştir.

insanların ortak meraklarından biri de ölüm ve sonrasıdır. Ölen kişiye ne olmaktadır? Sanki hiç doğmamış gibi silinip gitmekte midir? Yoksa gerçek varlığı olan benliği boyut mu değiştirmektedir? işte Kuranıkerim bu konuda da doğru bilgiyi vermekte, insan ruhunun kıyamet gününe kadar bekletileceğini, kıyamet günü hesaba çekilmek üzere yeniden hayat bulacağını, hesabına göre mutlu veya mutsuz olacağını bildirmektedir.

Kur’an-ı Kerim’in temel amaçları içinde, insanlara bilimsel bilgi vermek yer almaz. Bununla birlikte o, bazı fiziksel, biyolojik, kozmik ve sosyolojik gerçekleri, kendi doğrularına kanıt olarak gösterir.

Doğru İnanç

İnanç, fert ve toplum hayatında temel belirleyici unsurlardan biridir. Yüce Allah doğru inancı elçileri aracılığıyla insanlara iletmiş ve onların neye, nasıl inanmaları gerektiğini Kur’an’da öğretmiştir. Doğru inanç doğru bir din anlayışının da kaynağıdır. Doğru inancın temeli kalp ile tasdik, dil ile ikrar ve salih ameldir.

Kur’an çevrenin etkisiyle oluşan taklidi bir inancı ‘doğru inanç’ için yeterli görmez. Birçok ayette insandan yaşadığı evrendeki düzen üzerinde düşünerek yaratıcıya olan inancını güçlendirmesi istenir. Yani insanın taklidi inançtan tahkiki inanca çıkmasını ister.
Kur’an’ı Kerim’in getirdiği inanç sisteminin temeli tevhiddir. Tevhidin zıddı şirktir. Şirk, herhangi bir şeyi, ilahlaştırıp Allah’a eş koşmaktır. Yüce Allah gönderdiği tüm kutsal kitaplarda doğru inanç olarak insanları tevhid inancına davet etmiştir.

Doğru Davranış

Doğru davranış, doğru bilgi ve doğru inancın bin sonucudur. Çünkü bir şeyin temel ilkeleri doğru ise, sonuçları da doğru olur. Doğru davranabilmek için doğru bir inanç ve doğru bir bilgiye sahip olmalıyız.

Kur’an-ı Kerim bu nedenle iman etme ilkesinin peşinden de ‘salih amel’i zikreder. Salih amel demek, “Allah’ın hoşnut olduğu, insanların yararına olan, insana sevap kazandıran her türlü iyi, güzel ve yararlı iş yapmak” demektir.

Kur’an-ı Kerim, insana verdiği öğütlerle onu doğruya ve iyiye yönlendirir. Allah, insanların mutlaka salih amel işlemelerini emreder. Çünkü insanlardaki inanç, ancak bu sayede kendini gösterir. Tabiri caizse doğru davranış ve doğru eylem, doğru inanç ve bilginin bir tür göstergesidir.

Kur’an-ı Kerim’i Okumak

Kur’an’ı Yüzünden Okumak

Kur’an okurken uyulması tavsiye edilen bazı davranışlar;

Kur’an’ın bizzat kendisine hitap ettiği bilinciyle okumak,
Okumaya euzu besmele ile başlamak,
Mümkünse abdestli olmak,
Secde ayetleri geldiğinde secde etmek,
Okunuş kurallarına uymak,
Okuduğunu düşünmek ve anlamaya çalışmaktır.

Kur’an’ın Mealini Okumak

Meal sözlükte; ‘anlam, mefhum, sonuç’ gibi anlamlara gelir. Kavram olarak Kur’an’ın kısa açıklamalarla birlikte bir başka dile tercüme edilmesidir.
Meal okumanın amacı ilahi mesajları anlamaktır. Kur’an’ın başka dillere çevirisine ‘tercüme’ değil ‘meal’ denmiştir. Çünkü meal Kur’an’ın kendisi değil, çevirenin Kur’an’dan anladığıdır.

Kur’an’ı Anlamada ve Yorumlamada Temel İlkeler

Kur’an, insanın anlayabileceği açıklıkta bir kitaptır. Çünkü onda şüphe, eğrilik ve çelişki yoktur.

Muhkem ayetler: Her insan tarafından okunduğunda anlaşılabilecek şekilde anlamları açık olan ayetlere denir.

Müteşabih ayetler: Yoruma açık ve mecaz anlamlar taşıyan ayetlere denir.

Kur’an’ı doğru anlayıp yorumlamak için dikkat edilmesi gereken hususlar:

Kur’an’da kıssalardan doğru dersler çıkarmak için Kur’an öncesi tarihi dönemlerle ilgili doğru bilgilere sahip olunmalıdır.
Kur’an’ı anlamaya çalışırken öncelikle Hz. Peygamber’in açıklamasına ya da uygulamasına yani sünnetine başvurmak gerekir.
Kur’an her çağa hitap eder. Ancak bazı ayetlerin tam anlaşılması için nüzül, yani indiriliş ortamının da bilinmesi gerekir.
Kur’an ayetlerini tefsir eden kimselerin temel İslam bilimlerini bilmesi gerekir.
Aynı konu ile ilgili ayetleri bir bütün olarak değerlendirerek ele almak gerekir.
Evrendeki kanunlar ile ilgili ayetler tefsir edilirken işin bilimsel yönü uzmanlarına sorulmalıdır.
Kur’an’ı olduğu gibi anlayabilmek için her türlü ön yargıdan ve taassuptan uzak bir yaklaşım içinde olunmalıdır.
Kur’an ayetlerinin insanın sadece aklına değil, gönlüne de hitap ettiği göz ardı edilmemelidir.

Kur’an Anlaşılmak İçin İndirilmiştir

Kur’an’ı anlamaya ve hayata uygulamaya çalışmak birinci amaç olmalıdır. İnsan anlayamadığını uygulayamaz. Bu da Kur’an’ı doğru anlamak için, iyi niyetli ve ön yargısız bir okumayı gerektirir. İnkâra şartlanmış, ön yargılı kimseler Kur’an’dan faydalanamazlar. Kur’an’ı anlamak, dinin özünü anlamaktır. Kur’an, onu anlayarak okuyan kişilerin, kimliğini, kişiliğini inançlarını, düşünce yapısını, prensiplerini, ahlakını, davranışlarını, sosyal ilişkilerini şekillendirir. Bu nedenle doğru din anlayışı için meal ve tefsirleri okuyarak Kur’an’ı anlamaya, ondaki ilke ve öğütleri öğrenmeye çalışmalıyız.

TYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

AYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 4 + 3 kaçtır?