Türkiye’nin Turizm Potansiyeli ve Politikaları Konu Anlatımı

Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Coğrafya Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. Türkiye’nin Turizm Potansiyeli ve Politikaları nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…

Türkiye’nin Turizm Potansiyeli ve Politikaları

Türkiye’nin Turizm Potansiyeli

Türkiye göreceli ve mutlak konumu itibarıyla turizm potansiyeli açısından önemli özelliklere sahiptir. Türkiye’nin ılıman kuşakta yer alması, güneşli gün sayısının çokluğu ve üç tarafının denizlerle çevrili oluşu kıyı turizmini geliştirmiştir.

Anadolu, jeolojik ve jeomorfolojik geçmişin bıraktığı farklı yer şekilleri, doğal su kaynakları, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile geçmişten günümüze farklı kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Anadolu topraklarındaki tarihî ve arkeolojik kalıntılar ve eserler Türkiye’yi turizm açısından bir cazibe merkezi hâline getirmiştir. Ülkemizdeki turizm türleri şöyledir:

Sağlık ve Termal Turizmi: Türkiye’de çok sayıda sıcak su kaynağı bulunur. Jeotermal zenginlik açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında olan Türkiye bir kaplıca cennetidir. Sıcaklığı 20 ile 110 derece arasında değişen ve zengin mineral özellikleri sayesinde tedavi ediciliği yüksek 1.500’ün üzerinde kaplıca vardır. Dünyadan ve Türkiye’den pek çok turist, yılın 12 ayı bu şifalı suların bulunduğu tesisleri ziyaret etmektedir. Türkiye, son yıllarda medikal sağlık hizmetleri açısından dünya standartlarını yakalamıştır. Saç ekimi, estetik operasyonlar, diş tedavileri ve diğer tedaviler için her yıl çok sayıda turist Türkiye’yi ziyaret etmektedir.

Kış Turizmi: Türkiye’nin yüksek dağlarla çevrili bir ülke oluşu ve kar örtüsünün yılın büyük bölümünde mevcut olması kış turizmini geliştirmiştir. Son yıllarda yüksek standartlara sahip kayak ve konaklama tesislerinin sayıca artışı, kayak tutkunlarını bu bölgelere çekmektedir. Isparta-Davraz, Erzurum-Palandöken, Bursa-Uludağ, Bolu-Kartalkaya, Kocaeli-Kartepe Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden bazılarıdır.

Yayla Turizmi: Türkiye’de Kuzey Anadolu ve Toros Dağları, yayla turizminin en yaygın olduğu yerlerdir. Yayla turizminde yöreye has mimari ve yaşam biçimini yakından tanıma imkanının yanında dağcılık, atlı doğa gezisi, doğa yürüyüşü, yamaç paraşütü, flora ve faunanın incelenmesi, jeep safari vb. doğa sporlarına uygun alanların bulunması bu turizm çeşidine ilgiyi artırmıştır.

Mağara Turizmi: Türkiye’de yaklaşık 40 bin mağara bulunmaktadır. Otuzun üzerinde mağara, turizme açılmıştır. Bunlar dışında uygun ekipman ve rehber eşliğinde girilebilecek pek çok mağara vardır. Türkiye’deki en uzun mağara, Beyşehir Gölü yakınlarındaki Pınargözü Mağarası’dır (16 km). En derin mağara ise Anamur yakınlarındaki Çukurpınar Düdeni’dir (1.880 m). Anadolu ve yakın doğu tarihi açısından büyük önem taşıyan, yerleşik yaşama geçilmeden önceki döneme ait Karain, Kocain ve Yarımburgaz gibi mağaralar da önemli turizm alanlarıdır.

Golf Turizmi: Türkiye özellikle Antalya başta olmak üzere Muğla ve İstanbul gibi illerdeki golf tesisleriyle golf turnuvalarının merkezi konumundadır. Golf sahaları, özellikle kıyıya yakın; yeme içme, alışveriş ve konaklama tesisleri yakınındaki alanlarda doğa ile iç içe konuşlanmıştır.

Uluslararası Golf Tur Operatörleri Birliği (IAGTO) tarafından 2008 yılında Antalya’nın Belek beldesi Avrupa’da “yılın en iyi golf bölgesi” ödülüne layık görülmüştür.

Yat Turizmi: Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması, yat turizmi açısından büyük bir potansiyel oluşturur. Ege, Akdeniz, Marmara ve Karadeniz’de yatçıların demirleyecekleri eşsiz koylar, körfez ve limanlar bulunmaktadır. Türkiye’nin en donanımlı yat limanları; Güney Ege ve Akdeniz kıyılarında İzmir, Kuşadası, Bodrum, Datça, Bozburun, Marmaris, Göcek, Fethiye, Kemer ve Antalya’da yer almaktadır.

Kongre Turizmi: Türkiye; Asya ve Avrupa’nın birleştiği noktada olması, eşsiz doğal güzelliklerinin varlığı, yüksek kapasiteli konaklama olanakları ile toplantı ve organizasyon potansiyeline sahiptir. Her yıl binlerce insan iş ve kongre amacıyla Türkiye’yi ziyaret etmektedir. Bununla birlikte ABD, Orta Doğu ülkeleri, Avrupa ve dünyanın pek çok ülkesine günlük tarifeli seferlerinin oluşu kongre turizminin gelişmesini sağlamıştır. Kongre turizminde İstanbul, Antalya ve Ankara ilk üç sırada yer almaktadır.

İnanç Turizmi: Pek çok kültüre ev sahipliği yapan Türkiye’de geçmişten günümüze üç büyük semavi dine (Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik) ait pek çok ibadethane ve eser bulunmaktadır. Türkiye’de 43 ilde inanç turizmine yönelik olarak değerlendirilecek 316 adet dini yapının 167’si İslam, 129’u Hristiyan, 20 tanesi Musevi dinine aittir.

Dağcılık Turizmi: Dağcılık; dağ yürüyüşü, kamp kurma ve tırmanmayı kapsayan bir spordur. Ülkemizde dağcılık sporuna hizmet eden farklı yükselikte, çeşitli fauna ve floraya sahip çok sayıda dağ bulunmaktadır. Bunlardan başlıcaları;

*Ağrı Dağı (Ağrı)
*Beydağlar (Antalya)
*Erciyes Dağı (Kayseri)
*Bolkar Dağları (Mersin)
*Aladağlar (Niğde)
*Kaçkar Sıradağları (Rize)
*Munzur Dağı (Tunceli)
Süphan Dağı’dır (Van)’dır.

Kıyı Turizmi: Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili oluşu, deniz sezonunun uzun sürmesi, denize girmeye elverişli koy ve körfezlerin çokluğu özellikle Ege ve Akdeniz’de kıyı turizmini geliştirmiştir.

Antalya, İzmir, Balıkesir, Muğla ve Çanakkale her yaz kıyı turizmi için önemli birer merkez olmuştur.

Kültür Turizmi: Ülkemizin sahip olduğu kültürel zenginlikler, turizm için çok önemlidir. Mimari yapısı, tarihi, müzik ve giyim tarzının yanı sıra el sanatları ile yöresel yemekleri dikkat çekici özelliktedir.

Son yıllarda yöresel yemek tadımı için ülkemizde bir çok il ziyaretçi akınına uğramaktadır. Özellikle Hatay, Adana ve Gaziantep gibi iller mutfaklarıyla ilgi çekmektedir.

Yukarıda sözü geçen turizm türlerinin dışında av turizmi, hava sporları turizmi, akarsu turizmi, su altı dalış turizmi, kuş gözlemciliği turizmi ve İpek Yolu turizmi gibi turizm türleri de ülkemize dünyanın dört bir yanından ziyaretçi gelmesini sağlamaktadır.

Türkiye’nin Turizm Politikaları

Turizm Bakanlığınca yayımlanan yeni bir kaynağına göre turizm politikası; turizmden sağlanan ekonomik, sosyal ve kültürel kazançların en yüksek düzeye çıkarılması ve maliyetleri en aza indirmeyi amaçlayan dinamik bir politika olarak tanımlanmıştır. Başka bir tanıma göre turizm politikası; örgütlenmiş toplumlarda, özellikle devlet tarafından turistik gelişmelerin gidişine bilinçli olarak müdahale etmektir (sabis.edu.tr).

Turizm politikasının özellikleri şunlardır:
*Dinamik nitelik taşıması,
*Çok yönlü olması,
*Kurumsal karaktere sahip olması,
*Akılcı ilkelerde hareket etmesidir.

Türkiye’de Turizm Politikalarının Çevresel Etkileri

* Yurdumuz Asya-Avrupa-Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştıkları konumda yer alması ve bu üç kıtayı birbirine bağlayan kara ve deniz yolları üzerinde yer alması ulaşımın kolay sağlanması,
* İklim koşullarının elverişli olması,
* Deniz suyu sıcaklığının uygun olması, (Ege ve Akdeniz kıyılarında yıllık sıcaklık değerleri 15-20 dereceler arasında değişir. Bu değerler yaz mevsiminde 25-28 dereceler arasındadır.)
* Güneşlenme süresinin uygun olması, (güneşlenme süresi de Akdeniz ve Ege kıyılarında 6 aylık bir dönemi kapsamaktadır),
* Doğal ve tarihi güzelliklerin fazla olması,
* Kaplıca ve kayak turizmine elverişli alanların olması,
* Kurulan tesislerin hizmet kalitesinin iyi olması,
* Ucuza konaklama imkânı,
*Türk İnsanının misafirperverliği etkilidir.

12. Sınıf Coğrafya Konuları için Tıklayınız

12. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız

 

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 10 + 6 kaçtır?