Solunum Sistemi Konu Anlatımı
Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Biyoloji Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi sahibi olabilirsiniz. Solunum Sistemi Nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…
Solunum Sistemi
Canlılar yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. İhtiyaç duyulan bu enerji besinlerden karşılanır. Hücre içerisinde besinlerden enerjinin üretilebilmesi için, besinlerin oksijen ile parçalanması gerekir.
Hücre içerisinde besin maddelerinin oksijen gazı kullanılarak parçalanması ve enerji üretilmesine solunum denir. Solunum için besin ve oksijen gereklidir ve solunum sonucu ise hücrelerde su, karbondioksit gazı ve enerji açığa çıkar. Solunum sonucu üretilen enerji yaşamsal faaliyetlerde kullanılırken su ve karbondioksit gazı ise hücre dışına atılır.
Canlılardaki gaz alışverişini ikiye ayırabiliriz.
Dış solunum: Çevre ile solunum organı arasındaki gaz alışverişidir. Bu olayda oksijen, solunum organlarının meydana getirdiği solunum yüzeyinden difüzyonla kana geçer. Karbon dioksit de aynı solunum yüzeyinden difüzyonla dış ortama verilir.
İç solunum: Taşıma sıvısı ile hücreler arasındaki gaz alışverişidir. Bu olayda taşıma sıvısındaki oksijen hücrelere, hücrelerde oluşan karbon dioksit de difüzyonla taşıma sıvısına geçer.
Hayvanlarda dış ortamdan alınan oksijenin canlı hücrelere difüzyon ile alındığı ve karbon dioksitin de hücrelerden dış ortama verildiği yüzey alanına solunum yüzeyi denir.
» Dışarıdan alınan havayı akciğerlere taşımak,
» Hava ile kan arasındaki gaz alışverişini sağlamak,
» Solunum yüzeyini çevresel faktörlerden, sıcaklık değişimlerinden ve hastalık yapıcı mikroplardan korumak,
» Burun yoluyla kokunun alınmasını sağlamaktır.
Solunum Sistemi Organları
İnsanlarda burun, yutak, gırtlak, soluk borusu ve akciğerler solunum sistemi organlarıdır.
Burun, solunum sisteminin dışarı açılan kısmıdır. Burun içindeki kıllar ve nemli yüzey havanın içindeki tozların tutulmasını sağlar. Ayrıca burun içindeki nemli yüzey ve burun içinin kıvrımlı oluşu soğuk havalarda, havanın ısınarak akciğerlere gitmesini sağlar. Burnun en uç kısmındaki koklama sinir uçları havadaki küçük parçacıklar tarafından uyarılarak koku alma faaliyetini yapar.
Yutak, ağız ve burun boşluğunu, soluk ve yemek borusuna birleştiren kısımdır.
Gırtlak, soluk borusunun başlangıcında bulunur. Yutaktan gelen havayı soluk borusuna iletir. Gırtlak, kıkırdak doku (elastik kıkırdak) ve bağ dokudan yapılmıştır. Gırtlağın iç yüzü, soluk borusunda olduğu gibi, çok katlı silli epitel ile örtülmüştür.
Gırtlağın üst kısmında ağızdan gelen besinlerin soluk borusuna kaçmasını engelleyen gırtlak kapağı (epiglottis) bulunur. Yutkunma sırasında gırtlağın yukarı doğru hareketi ile bu kapak soluk borusunu kapatır.
Gırtlağın yan duvarlarında bir çift kıvrımdan oluşmuş olarak bulunan ses telleri, akciğerlerden çıkan hava sayesinde, burada bulunan kasların istemli olarak kasılması sonucu gerilir ve titreşir. Böylece gırtlakta ses oluşur.
Soluk borusu, yutak ile akciğer arasında kalan borudur. Soluk borusunun başlangıç bölümü gırtlaktır. Gırtlakta ses telleri vardır. Ayrıca küçük dil yutkunurken soluk borusunu kapatır. Soluk borusunun iç yüzeyi nemli ve tüylerle kaplıdır. Bunlar soluk borusuna kaçan toz vb. maddeleri yakalayarak öksürük ve balgamla dışarı atar. Soluk borusunun alt kısmı bronş adı verilen iki kola ayrılır. Bronşlardan biri sağ, diğeri sol akciğere bağlanır. Soluk borusu üst üste dizilmiş kıkırdak halkalardan oluşmuştur.
Akciğerler, göğüs kafesi içinde yer alır ve akciğerler solunumun en önemli organlarından biridir. Akciğerler Plevra adı verilen sağlam bir zarla çevrilir. Akciğerleri darbe, basınç gibi dış etkenlerden korur. Akciğerler sağ ve sol olmak üzere iki parçadır. Ayrıca her bir parça lob denilen bölümlere ayrılmıştır. Sağ akciğer üç, sol akciğer ise iki lobdan oluşur. Bronşlar akciğerlere girdikten sonra daha ince dallara ayrılır. Bu ince dallara bronşçuk denir. Bronşçuklar üzüm salkımı şeklinde hava keseleri ile sonlanır. Bu hava keselerine alveol denir. Alveoller akciğer yüzeyinin daha geniş olmasını sağlar. Bu özellik solunumu kolaylaştırır. Hava ile kan arasındaki gaz alışverişi alveollerde yapılır.
Soluk Alıp-Verme
Soluk (Nefes) Alma : Soluk alma sırasında diyafram kası kasılır (düzleşir), kaburga kasları kasılır. Böylece göğüs boşluğu genişler, akciğerlerin basıncı azalır, akciğerlere hava dolar ve akciğerlerin hacmi artar.
Soluk alma sırasında; burundan alınan hava ısıtılır, nemlendirilir, temizlenir ve yutak ile gırtlağa, gırtlaktan da soluk borusuna gelir. Soluk borusuna gelen hava yine ısıtılır, nemlendirilir ve havadaki toz ve mikroplar tutularak balgam ile dışarı atılır. Hava soluk borusundan bronşlara, bronşlardan bronşçuklara, bronşçuklardan da alveollere gelir ve alveollere dolar. Alveollerdeki havada bulunan oksijen gazı (difüzyon yolu ile) kılcal kan damarlarına, kılcal kan damarlarındaki (kirli kandaki) karbondioksit gazı da (difüzyon yolu ile) alveollere geçer.
Temizlenen kan, akciğer toplardamarı ile kalbin sol kulakçığına taşınır, sol kulakçıktan sol karıncığa geçer ve aort atardamarı ile vücuda pompalanır. (Küçük kan dolaşımı).
Soluk (Nefes) Verme : Soluk verme sırasında diyafram kası gevşer (kubbeleşir), kaburga kasları gevşer. Böylece göğüs boşluğu daralır, akciğerlerin basıncı artar, akciğerlerin hacmi azalır ve akciğerlerdeki hava boşalır, dışarı atılır.
Alveollerdeki kirli hava (karbondioksit gazı) bronşçuklara, bronşlara, soluk borusuna, gırtlağa ve yutağa iletilerek ağız ve burundan dışarı atılır. Soluk verme sırasında dışarı atılan kirli hava gırtlaktan geçerken ses tellerini titreştirir ve sesin oluşmasını sağlar.
Solunum sistemi Hastalıkları
Farenjit (yutak iltihabı): Enfeksiyon veya kimyasallara bağlı olarak yutağın tahriş olmasıdır. Bakteri kaynaklı farenjitte gerekli önlem alınmazsa iltihaplanma gırtlağa, sinüslere ve kulaklara yayılabilir. Sonuçta yutmada zorluk, burun akıntısı, ağır öksürük ve yüksek ateş şeklinde belirtiler ortaya çıkabilir.
Larenjit (gırtlak iltihabı): Çocuklarda nefes darlığına neden olabilir. Yetişkinlerde kronikleşen larenjit, gırtlak kanserine dönüşebilir. En belirgin özelliği seste oluşan değişikliklerdir.
Bronşit: Bronşların iltihaplanması sonucunda oluşan bronşit; kuru bir öksürük, yüksek ateş ve hırıltılı nefes alma şeklinde belirtiler gösterir. Zamanında tedavi edilmezse zatürreye dönüşebilir.
Pnömoni (Akciğer İltihabı, Zatürre): Akciğer alveollerinin enfeksiyonu ve iltihaplanması sonucunda akciğerlerde sıvı ve kan toplanması hastalığıdır. Genellikle Streptococcus pneumonia türü bakteri tarafından oluşturulur. Ateş, öksürük, üşüme, soluk alıp vermede güçlük gibi belirtiler gösterir.
Amfizem: Uzun süre sigara içilmesi, hava kirliliği olan ortamlarda yaşama, egzoz dumanları, aşırı tozlu ortamlarda bulunmak gibi faktörler solunum sisteminin yapısını bozar ve enfeksiyonlara neden olur. Alveoller esnekliğini kaybeder. Nefes alıp verme zorlaşır şiddetli nefes darlıkları görülür.
Tüberküloz (Verem): Mycobacterium tuberculosis türü bakteri tarafından oluşturulur. Bu bakteri farklı organlara yerleşip o organlarda da vereme sebep olabilmekle birlikte (kemik veremi, cilt veremi gibi), çoğunlukla akciğere yerleştiğinden hastalık, akciğer veremi olarak anılmaktadır. Veremli hastaların öksürüklerinden saçılan bakteriler yoluyla insandan insana geçer. Genellikle kalabalık, havasız ortamlarda yaşayan ve bağışıklık sorunları olan insanlarda görülür. Veremde akciğerlerin bağ dokusunun elastikiyetinin azalması ve solunum yüzeylerinin kalınlığının artmasından dolayı gazların difüzyon kapasitesi düşer.
Astım: Hava yollarının daralmasına sebep olan kronik bir iltihaplanmadır. Soluk alıp vermede sıkıntılara neden olur. Polenler, mantar sporları, bazı besinler, asprin, soğuk hava, kirli hava, sigara dumanı akut astım krizine neden olabilir. Bunların etkisi ile küçük bronşiollerde mukus salgısı çok fazla artarak ödem oluşturur.
Kronik Obstrüktif (Engelleyici) Akciğer Hastalığı (KOAH): İlerleyici bir akciğer hastalığıdır. Tütün ve tütün ürünleri, bazı mesleklerde karşılaşılan toz, duman, evlerde kullanılan odun, tezek, kök benzeri yakıtlardan çıkan dumanın solunması akciğerlerde bir çeşit iltihap oluşturarak akciğerlerin olduğundan daha erken yaşlanmasına neden olur. Hastalık müzmin bronşit ve amfizem olarak da bilinir.
Gırtlak kanseri: Gırtlak boğazınızın hemen altında bulunur. Gırtlak kıkırdaktan yapılmıştır ve konuştuğunuzda ses çıkarmak üzere titreşen ses tellerini içerir. Bu bölgede gelişen kanserler gırtlak kanseri olarak adlandırılır.
Akciğer kanseri: En önemli görevi vücuda oksijen alınması ve yaşamsal faaliyetler sırasında oluşan karbondioksitin vücuttan atılmasını sağlamak olan akciğerlerdeki doku ve hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu akciğer kanseri oluşur. Kontrolsüz çoğalan bu kitleler bulunduğu ortamda büyür ve etrafındaki dokulara yayılıp hasar verebilir.