Öğrenme, Bellek, Düşünme Konu Anlatımı

Karatay

Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Psikoloji Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. Öğrenme, Bellek, Düşünme Nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…

Öğrenme, Bellek, Düşünme

Öğrenme

Yaşantı ve tekrar sonucu davranışlarda meydana gelen kalıcı davranış değişikliklerine öğrenme denir.

Koşullanma Yoluyla Öğrenme

Organizmanın başlangıçta tepkide bulunmadığı bir uyarıcıya tepki göstermeyi öğrenmesine koşullanma yoluyla öğrenme denir. Bu öğrenme türü klasik ve edimsel olmak üzere ikiye ayrılır.

Bugün tutumların ve on yargıların değiştirilmesinde, davranış terapilerinde, fobilerin tedavisinde, batıl inançların önlenmesinde klasik ve edimsel koşullanmadan büyük ölçüde yararlanılmaktadır.

Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme: Organizmanın; doğal bir uyarıcıya karşı gösterdiği doğal tepkiyi, daha önce tepki vermediği yapay bir uyarıcıya da göstermesidir. Klasik koşullanma yoluyla öğrenmeyi ilk kez fizyolog ve psikolog olan Ivan Pavlov ele aldı. Pavlov kopekler üzerinde koşullanma deneyleri yaptı.

Kopek et görünce doğal olarak salya salgılar. Pavlov yaptığı deneyde kopeğe et vermeden önce zil çaldı, hemen arkasından et verdi ve birçok tekrardan sonra kopeğin zil sesini duyar duymaz salya tepkisi verdiğini gözlemledi.

Edimsel koşullanma: bir davranışın sonucu istenen bir durum yaratıyorsa, davranışın arkasından olumlu pekiştireç verilerek yapılan koşullanmaya edimsel koşullanma denir. Organizmanın istenen tepkiyi göstermesinden sonra doğal uyarıcı(koşullu) verilir.

Koşullanmada organizma üzerinde olumlu etki yaratarak davranışın ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir. Pekiştireç olumlu ve olumsuz pekiştireç olmak üzere 2’ye ayrılır.

Bir davranışın sonucunda ortamda bulunmayan bir uyarıcının ortama katılması ve bu uyarıcının o davranışın tekrarlanma ihtimalini artırması olayına olumlu pekiştirme denilir. bir davranış ortamdaki hoş olmayan bir uyarıcıyı ortadan kaldırıyor ve bu istenen davranışın tekrarlanma ihtimalini artırıyorsa buna olumsuz pekiştirme denilir. Hem olumlu hem de olumsuz pekiştireç organizmanın hoşuna giden bir etki yaratır ve davranışın yapılma sıklığını artırır.

Bir davranışın arkasından gelen ve organizma için hoşa gitmeyen bir durum yaratan uyarıcılara ceza denir ceza olumsuz pekiştireç değildir. Ceza istenmeyen davranışa verilirken, olumsuz pekiştireç istenen davranış ortaya çıktığında ortamdan çekilmektedir.

Bellek

Bellek, yaşantımızda önemli bir yer tutmaktadır. İnsanın öğrenmesi, alışkanlıklar kazanması bellek sayesinde olur. Bellek olmasaydı, öğrenmenin bir anlamı, hatta belki de öğrenme olmazdı. İnsan karşılaştığı her problemi yeniden çözmek zorunda kalırdı. Bilinçli bir davranışta bulunamaz, düşünemez, bir iradesi de olmazdı.

Bellek, geçmiş yaşantıların, kazanılan bilgi ve becerilerin saklanmasını ve gerektiğinde yeniden canlandırılmasını sağlayan bilişsel bir süreçtir. İnsan elde ettiği bilgilerin bir kısmını kısa bir süre sonra unuturken bir kısmını ömür boyu unutmaz.

Bu durum belleğin farklı özellikleri olmasından kaynaklanmaktadır. Belleğin hiyerarşik bir yapısı vardır. Bu yapıda duyusal, kısa süreli ve uzun süreli bellek sıralaması yer alır.

Duyumsal bellek: Duyu organlarının alabildiği tüm iç ve dış uyarıcılarla ilgili bilgileri içerir. Uyarıcı ortadan kalktığı hâlde duyum çok kısa süre devam eder. İşte duyumlarla elde edilen bilgiyi kısa bir süre saklama yetisine duyumsal bellek adı verilir.

Çalışma belleği: Öğrenme, akıl yürütme, kavrama, karşılaştırma gibi karmaşık bilişsel süreçlerin gerektirdiği bilgileri kısa bir süre akılda tutma ve kullanmayı olanaklı kılan bellek türüdür.

Kısa süreli bellek: Duyusal hafıza ile elde edilen bilginin bir kısmı kısa süreli hafızaya iletilir. Kısa süreli hafıza hatırlama denemesi veya prova yapmadan birkaç saniye içerisinde bazen bir dakikaya kadar geri çağrılabilmeyi mümkün kılar. Fakat bunun da kapasitesi çok sınırlıdır. George A. Miller Bell laboratuvarlarında yaptığı deneylerde kısa süreli hafızanın depolama kapasitesinin 7 (+ veya – ) 2 nesne olduğunu meşhur “Sihirli sayı : 7+-2” listesiyle göstermiştir. Günümüzde yapılan tahminler ise kısa süreli hafızanın kapasitesinin daha az olduğu yönündedir.(4-5 kadar). Ancak gruplama yoluyla artırılabileceğini de belirtmektedir.

Uzun süreli bellek: Bilgilerin devamlı kaldığı bellektir. Bilgilerin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçmesi protein sentezine bağlıdır. Proteinlerin oluşup hücrelerdeki yerlerini almalarıyla bilgilerin kalıcı olma durumu gerçekleşir. Yaşlılarda protein sentezi azalmış olduğundan yeni izlenim ve hatıraların eskilerden daha çabuk unutulduğu gözlenir. Bilinçli bir alan olan uzun süreli bellekte sürekli kaldığını söylediğimiz bilgileri hatırlayamamamızın nedeni elimizde yeterli ipucunun olmamasıdır.

Düşünme

Düşünce ya da fikir, dünya modellerinin var oluşuna izin veren ve böylece etkin olarak onların amaçlarına, planlarına, sonlarına ve arzularına bağlı olan uğraştır. Kelimeler bilmeye, sezgiye, bilince, idealarına ve imgeleme içeren benzer kavramların ve süreçlerine başvurur.

Düşünürken nesne ve olayların kendilerinden değil zihinde kalan izlerinden yararlanılır. Düşünmenin gerçekleşebilmesi için aşağıda belirtilen yapı taşlarının olması gerekir.

İmge (hayal): Duyu organları aracılığı ile algılanan nesne ve olayların zihne yansıyan görüntüsüdür. Algılama sürecinde anlam kazanan nesne ve olaylar istenildiği zaman zihinde canlandırılır. Bir elmayı düşünmek için artık elmayı görmeye gerek kalmaz.

Sembol (simge): Zihindeki imge ve düşünceleri temsil eden işaretlerdir. Giysiler, rozetler, trafik işaretleri vb. sembole örnektir. Semboller farklı kültürlerde farklı anlamlar taşıyabilir.

Kavramlar: Zihindeki imgeler ve semboller başlangıçta somut ve tekildir. Somut ve tekil olan imge ve semboller yeni tecrübelerle, yaşantılarla soyut ve genel hale gelir. İnsan zihninin urunu olan kavramların gerçekliği yoktur. Kedi kavramı ile kedi arasında aslında somut bir bağ bulunmaz.

Kategoriler: Zihindeki imge, sembol ve kavramlar; aralarındaki benzerlik ve farklılıklara göre sınıflandırılır ve belli kategorilere ayrılır. Örneğin, gül, menekşe, papatya benzerliklerinden dolayı çiçeğin altında sınıflandırılır.

Cam ağacı ise çiçeğe benzemediği için ayrı bir kategoride değerlendirilir.

11. Sınıf Psikoloji Konuları için Tıklayınız

11. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 4 + 3 kaçtır?


Basari Sıralamaları