8. Sınıf Söz Sanatları Konu Anlatımı

Karatay

Bu yazımızda sizlere 8. sınıf  Türkçe Söz Sanatları- Söz Sanatları  hakkında bilgilendireceğiz. Dilde kullanılarak söyleyişe güzellik katan ifadelerin tümüne söz sanatı denmektedir. Türk edebiyatı bu konuda oldukça zengin bir yelpazeye sahiptir. Şimdi birlikte Söz Sanatları konusunun başlıklarına değinelim.

Söz Sanatları

Türk edebiyatında kullanılan söz sanatları; mecaza dayalı, anlama dayalı ve söze dayalı olmak üzere üç gruba ayrılmaktadır.

 

1. Mecaza Dayalı Söz Sanatları

Mecaza dayalı yapılan söz sanatlarında sözcük gerçek anlamının dışında kullanılmaktadır. Teşbih, istiare, mecazı mürsel, kinaye ve teşhis en sık kullanılan mecaza dayalı söz sanatlarıdır. Bunların yanı sıra; intak, tariz ve mecaz da bu gruba dahil edilmektedir.

Teşbih (Benzetme)

Anlama güç katmak için, aralarında gerçek ya da mecaz, çeşitli yönlerden ilgi, benzerlik bulunan en az iki varlıktan zayıf olanı nitelik bakımından güçlü olana benzetme sanatıdır.

Bir benzetmede dört öğe bulunur:
Benzetilen: Başka bir şeye benzetilen varlıktır.
Kendisine benzetilen: Nitelikçe daha güçlü olan varlıktır.
Benzetme Yönü: Benzetmenin hangi yönden yapıldığını anlatır.
Benzetme Edatı: Benzetmede benzerlik, eşitlik, karşılaştırma… ilişkisi kuran edatlardır.
Bunlar, gibi, sanki, kadar, tıpkı… vb sözcüklerdir. Bu öğelerden ilk ikisi “temel”, son ikiside “yardımcı” öğelerdir.

Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski çıban gibi işliyor içerime.
                        (Ayak Sesleri/ Necip Fazıl Kısakürek)

Benzeyen: Sesler
Kendisine benzetilen unsur:Eski çıban
Benzetme yönü: Batmak,işlemek
Benzetme edatı: Gibi

İstiare

Benzetmenin temel ögelerinden birinin (benzetilen ya da kendisine benzetilen) söylenmesiyle yapılan benzetmedir. Bir başka deyişle, bir sözün gerçek anlamını kaldırarak, benzerliği olan başka bir anlamı eğreti olarak verme, ödünç verme demektir

Açık istiare ve kapalı istiare olmak üzere ikiye ayrılır.

Açık istiare: Benzetme ögelerinden sadece kendisine benzetilenin bulunduğu benzeyenin bulunmadığı istiaredir.

Yüce dağ başında siyah tül vardır.

Benzeyen: bulut(söylenmemiş)
Benzetilen:siyah tül (söylenmiş)

Kapalı istiare: Benzetme ögelerinden sadece benzeyenle yapılan istiaredir. Kapalı istiare de kendisine benzetilen yer almaz.

Bir arslan miyav dedi
Minik fare kükredi
Fareden korktu kedi
Kedi pır uçuverdi

Dörtlükte ‘’aslan’’ , ‘’miyav’’ sözcüğüyle kediye; fare, kükredi sözcüğüyle aslana; ‘’kedi’’ ‘’uçuverdi’’ sözcüğüyle kuşa benzetilmiştir. Ancak dörtlükte benzetilene yer verilmemiştir.

Mecaz-ı Mürsel

Bir sözcüğün, arasında herhangi bir benzer yön olmaksızın, başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır.

Halit Ziya’yı okudun mu? (Halit Ziya’nın eserlerini okudun mu?) Sanatçı- yapıt ilişkisi.
Vapur, Beşiktaş’a yanaştı. (Beşiktaş iskelesine yanaştı) Parça-bütün ilişkisi kurulmuş.

Kinaye

Bir sözcüğün ya da sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek biçimde birlikte kullanılmasıdır. Asıl geçerli olan mecaz anlamdır.

O adamın, her zaman kapısı açıktır.
Burada, “kapısı açıktır” hem gerçek (hem gerçekten açıktır) hem mecaz (adamın konuksever olması) anlamda kullanıldığı için kinaye sanatı yapılmıştır.

Teşhis(Kişileştirme)

İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insana özgü bir özellik verme sanatına teşhis denir.

Ağlama karanfil beni de ağlatma
Sil göz yaşlarını

İntak(Konuşturma)

İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıkların konuşturulması sanatıdır. Konuşturma kişileştirmeden sonra gelir.Varlıklar önce kişileştirilir sonra gerekirse konuşturulur.Her intakta bir kişileştirme vardır ama her kişileştirme de bir intak yoktur. Fabllar bu sanata örnektir.

Mor menekşe:’’Bana dokunma;’’diye bağırdı.

Tariz

Sözcük anlamıyla dokundurma”, “taşlama”, “taş atma” demektir. Terim olarak; bir sözün görünürdeki anlamının tam tersi amaçlanarak kullanılmasıyla gerçekleştirilen mecazlı anlatımdır. Kinayedekinden daha keskin alay ve eleştiri içerir. Yazıda tariz, bazen parantez içerisinde ünlem ( ! ) işaretiyle belli edilir.

“Bu ne kudret ki elifbayı okur ezberden”  (Eşref)

 

2. Anlamla İlgili Söz Sanatları

Anlamla ilgili söz sanatlarında, mecaza dayalı yapılan anlatımın tersi kullanılmaktadır. Bu gruptaki söz sanatlarında sözcükler kendi anlamlarında ve birbirleriyle bağlantılı olarak kullanılmaktadır. Anlama dayalı söz sanatlarına çok sayıda alt başlık açılabilmektedir. Tevriye, tenasüp, hüsni talil, mübalağa, nida ve tecahül arif; bu grupta en yaygın kullanılan söz sanatlarıdır.

Tevriye

Bir sözcüğün bir beyitte, bir cümlede, birden çok gerçek anlamı sezdirecek biçimde ve yakın anlamdan çok uzak anlamı kastedilerek kullanılmasıdır.Cümle içerisinde sesteş bir sözcüğün uzak manası ile kullanılması sanatıdır.

Havada yaprağa döndürdü rüzgar beni
Bu dizede “rüzgar” sözcüğü “yel” ve “zaman” anlamında kullanarak “zaman” kavramı kasdedilmiştir.

Tenasüp

Anlamca birbirine uygun, birbiriyle ilişkili sözcüklerin bir arada kullanılması sanatıdır. Divan edebiyatında sıkça, Halk edebiyatında da seyrek başvurulan bir söz sanatıdır.

Aramazdık gece mehtâbı yüzün parlarken
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken
                                                      (F. Nafiz Çamlıbel)

Hüsn-i Talil

Sebebi bilinen bir olayın meydana gelişini,gerçek sebebinin dışında başka,güzel bir nedene bağlamadır.

Senin o gül yüzünü görmek için
Sana güneş bakmak için doğuyor.

Mübalağa

Bir özelliğin ya da durumun olduğundan daha çok gösterilmesidir. Abartmanın oluşması için, söz konusu özelliğin, mantığın sınırlarını zorlayacak biçimde büyütülmesi gerekir. Böylece mecaz da oluşur.

Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynatırım kaynamaz.

Nida

Söze söyleyişle (nazım ve nesirde) coşku katmak için ünlem görevli sözcükleri sıkça kullanmaktır. İlk bakışta tekrir sanatına benziyor. İşlevsel olarak tamamen farklıdır. Nida ya yalnız ünlem ve seslenme sözcükleri kullanır. Tekrir de ise her sözcük kullanılabilir.

Sen ey Kars’lar, Antep’ler, Erzurum’lar, Maraş’lar
Dördünden bir ikisi şehit düşen kardaşlar
Ey zeybekler, seymenler, dadaşlar diyarı hey!

Tecahül-i Arif

Anlam inceliği oluşturmak için herkesçe bilinen bir gerçeği bilmez görünerek anlatma sanatıdır.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
 Cahit Sıtkı Tarancı

 

3. Söze Dayalı Söz Sanatları

Söze dayalı yapılan edebi sanatlarda ise; sözcük yapısı, söyleniş ve yazılış tarzı ön plana çıkarılmaktadır. Cinas ve aliterasyon, söze dayalı yapılan söz sanatları arasında kabul edilmektedir.

Cinas

Seslen aynı, anlamları farklı sözleri bir arada kullanma sanatıdır. Yani sesteş sözcüklerin ayrı ayrı anlamlarda kullanılmasıdır. Cinaslı sözcükler daha çok manilerde kullanılır.

“Her nefeste işledim ben bir günâh
Bir günâh için demedim bir gün âh

Aliterasyon

Düzyazıda ya da manzumede, bazı ses ya da hecelerin tekrarıyla ses güzelliği yaratmadır.

Dest busi arzusuyla ölürsem dostlar
Kuze eylen toprağım sunun anınla yare su
(Fuzuli)

Bu beyitte, “s” sesinin yinelenmesiyle aliterasyon sanatı yapılmaktadır.

LGS Türkçe Konu Anlatımı için Tıklayınız

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 36 + 2 kaçtır?


Basari Sıralamaları