8. Sınıf Metin Türleri Konu Anlatımı

Karatay

Bu yazımızda sizlere 8. sınıf  Türkçe Metin Türleri- Söz Sanatları  hakkında bilgilendireceğiz. Metin, dilin katkısı ile meydana gelmiş olan anlamlı kelime ve cümle topluluğundan oluşan bir anlaşma ve anlatma aracıdır. Şimdi birlikte Metin Türleri konusunun başlıklarına değinelim.

Metin Türleri

Düşünce Yazıları

Fıkra

Bir yazarın dergi ve gazete gibi yayınlarda, güncel olaylar hakkında görüşlerini fazla detaya girmeden ve kanıtlama çabası olmadan ortaya koyduğu kısa fikir yazılarına fıkra denir.

Özellikleri

-Gerçek olaylar veya düşüncelerle ilgili konular işlenir.
-Düşünce ön plandadır.
-Konular çok değişik açılardan ele alınmadan, ayrıntılara inilmeden işlenir.
-Yazılanlara okuyucuyu inandırma zorunluluğu yoktur.
-Yazılanlar okuyucunun ilgisini çekmelidir.
-Açık, sade ve akıcı bir dil kullanılmalıdır.
-Konular okuyucuda merak uyandırmalı, aynı zamanda da eğitici ve bilgilendirici olmalıdır.

Makale

Makale, herhangi bir konuda, bir görüşü, bir düşünceyi savunmak ve kanıtlamak için yazılan yazılara denir. Gazete ve dergilerde yayımlanır. Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi savunmak, desteklemek için yazılan yazılara da “makale” denir.

Bilimsel Makaleler: Bu tür makalelerin bilimsel formatlara uygun yazılması gerekir. Bilimsel formattan uzak, anlaşılmaz ve zor bir dille yazılan makalelerin başarıya ulaşması, okuyucuyu etkilemesi mümkün değildir. Bu tür bilimsel makaleler daha çok bir dergide yayımlanır.

Gazete Makaleleri: Daha çok güncel toplumsal ve siyasal konularda yazılır. Türk Edebiyatı derslerinde daha çok üzerinde durulan makale türüdür.

Özellikleri

-Nesnel verilerin kullanıldığı bir türdür.
-Ele alınan konu bilimsel bir yöntemle incelenir.
-Makalenin yazılış amacı bilgi vermektir. Ancak makalede sadece bilgi verilmez, aynı zamanda verilen bilgi kanıtlanmaya çalışılır.
-Yazar ele aldığı konuyu kanıtlamaya çalışır.
-Ciddi ve anlaşılır bir dil kullanılır.
-Tanık gösterme, örnekleme, karşılaştırma gibi çeşitli düşünceyi geliştirme yöntemi kullanılır.
-Makalelerin üzerinde durduğu temel bir düşünce vardır.
-Yazarının düşünceye karşı nesnel yaklaşması beklenir.
-Herhangi bir konu sınırlaması yoktur.
-Gazete ve dergilerde yayımlanabilir. Aynı zamanda yazar makalelerini kitap haline getirebilir.

Deneme

Bir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini kendi kendisiyle konuşuyormuş havası taşıyan bir üslupla kaleme aldığı yazılara “deneme” denir.

Özellikleri

-Denemenin konusunda herhangi bir sınırlama yoktur.
-Genellikle edebiyat, sanat, bilim ve felsefe konularında yazılır.
-Yazarın ele aldığı konuyu iyice kavramış olması ve derinliğine işlemesi gerekir.
-Deneme niteliğinde yazılmış hikaye ve roman türleri de vardır.
-Öğretici metinlerdir.
-Denemede konu özgürce seçilir.
-İnsanı ve toplumu ilgilendiren her şey (yaşam, ölüm, aşk, felsefe, din, ahlak, töre, siyaset, bilim vb.) denemenin konusu olabilir.
-Deneme yazarı kendisiyle konuşur gibi yazar.
-Yazar dili doğru ve güzel kullanır.
-Düşünce ufku geniş ve kendine özgü bilgi birikimine sahiptir.
-Kendi duygularının dışında başkalarının düşüncelerine de saygı duyar.
-Denemeci ele aldığı konuyu içtenlikle anlatır.
-Denemeci, bayağı bir anlatıma inmeden terim ve felsefi kavramların ağırlığından uzak bir üslubu tercih eder.
-Denemeci, denemenin sonunda kesin bir yargıya, bir sonuca varmak amacında değildir.
-Deneme, herhangi bir konuda düşündürücü, öğretici, inandırıcı ve ufuk açıcıdır.
-Deneme rahat okunan bir düşünce yazısıdır.
-Denemecinin öne sürülen her düşünce ya da savı doğrulama, kanıtlama gibi bir kaygısı yoktur. Deneme, makale ve eleştiriden bu yönüyle ayrılır.
-Deneme yazarı birçok kaynaktan beslenir. Felsefi, sosyolojik, tarihi tema ve olayların yanında bilimsel veriler ve ünlü kişilerin özdeyişleri olabilir. Yine de denemeci seçtiği konuyu farklı bir yaklaşımla işler.

Olay Yazıları

Roman

Olmuş ya da olabilir nitelikteki olayları ve konuları ele alan edebî türlere roman denir. Diğer türlerden ayrılan en önemli özelliği, uzunluğudur. Romanlarda, toplumsal olaylar ve ilişkiler gerçeklere uygun bir tarzda ele alınır.

Özellikleri

-Yaşanması muhtemel olaylar anlatılır.
-Hikayelere göre daha uzundur.
-Olay, zaman, mekan ve kişi yapı unsurlarıdır.
-Anlatıda üç farklı bakış açısı bulunmaktadır.
-Bu tür eserlerde gözlem ön plandadır.
-Eserde yer alan kahramanlar bütün yönleriyle anlatılır.
-Mekanların ayrıntılı tasviri yapılır.
-Konularına göre farklı roman çeşitleri bulunmaktadır.
-Dünya edebiyatında ilk roman örneği Miguel de Cervantes tarafından yazılan Don Kişot adlı eserdir.
-Türk edebiyatında ilk roman örneği ise Şemsettin Sami’nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat-ı Fitnat adlı eserdir.

Masal

Masal, kahramanları arasında olağanüstü şahıs veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olayların tamamen gerçek dışı olduğu, yer ve zaman ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türüdür.

Özellikleri

-Anlatılan olayların gerçek olduğu yönünde inandırma kaygısı yoktur.
-Büyülü ve düşsel bir dünya oluşturulur, okuyucu ya da dinleyici bu dünyanın içine çekilir.
-Yer kavramı belirsiz bir şekilde okuyucuya aktarılır. Olayların gerçekleştiği yerler “Kaf dağının ardındaki ülke, padişahlar ülkesi” gibi belirsiz yerlerden oluşmaktadır.
-Zaman kavramı da mekan gibi belirsizdir. Olayların geçmiş zamanda gerçekleşmiştir ve zamanla ilgili olarak “Evvel zaman içinde, kabul saman içinde” şeklinde tanımlamalar yapılır.
-Olayların anlatımında duyulan geçmiş zaman kipi olan “-miş” ya da geniş zaman kipi “-r” kullanılır.
-Masallar tekerleme adı verilen bir bölümle başlar. Tekerlemeler ile hem gerçeklik algısı yok edilir hem de dinleyicinin dikkati çekilir.
-Olayların sonunda yer alan tekerlemelerde ise iyi dilekler yansıtılır. Bu tekerlemeler kalıplaşmış sözlerden oluşmaktadır.
-Anlatılardaki kahramanlar genellikle insanlardan oluşsa da cin, peri, dev, cadı gibi olağanüstü özellikler barındıran insan dışı kişilerde yer almaktadır.
-Her insanı ilgilendiren iyilik-kötülük, doğruluk-haksızlık, güzellik-çirkinlik ve yardımseverlik gibi evrensel konular işlenir. Dolayısıyla milli ve dini motifler kesinlikle bulunmaz.
-Bu türün eğitici bir yönü vardır. Amaç insanlara ve özellikle de çocuklara ders vermek, öğüt vermektir.
-Olay anlatan metinlerde olduğu gibi öyküleyici anlatım ve betimleyici anlatım kullanılır.
Genellikle mutlu bir sonla biter ve iyiler her zaman kazanır. Bununla birlikte çocuklara iyilerin her zaman mutluluğa kavuşacağı anlatılmak istenir.
-Düz yazı şeklinde oluşturulur.
-Olaylar beş farklı bölümde dinleyiciye aktarılır.

Fabl

Fabl ya da Öykünce sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öykülerdir. İnsana ait bir özelliğin insan dışında bir varlığa verilmesidir. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve insanlar gibi davranır.

Özellikleri

-Kahramanlar insan dışı canlı ya da cansız varlıklardır. Bu varlıklara verilen özellikler bu türün zenginliğini oluşturur.
-Teşhis ve intak sanatları kullanılır.
-Amaç özellikle de çocuklara ahlaki anlamda ders vermek, ibretlik olaylar anlatmaktır. Çoğu fablın sonunda verilen bu ders açıkça belli edilir. Bu nedenle istenilen hedefe kolayca ulaşılır.
-Ders vermek amacı güttüğünden didaktiktir.
-Şiir şeklinde ya da düz yazı olarak oluşturulabilir. İlk zamanlarda daha çok nazım şekilde kullanıldıkları görülür.
-Sözlü olarak da halk arasında yaygınlaştığı görülür.
-İşlenen konular evrenseldir.
-Olaylar genellikle bir ormanda, göl kenarında geçer.
-Bu türde birtakım hayvanlara bazı simgesel özellikler yüklenmiştir: tilkiye kurnazlık, yılana sinsilik, koyuna saflık, karıncaya çalışkanlık gibi…
-Çocukların eğitimlerinde sıklıkla kullanılan edebi türlerden biridir.
-Çocuklarda iyi davranış, yardımseverlik gibi davranışlar oluşturmayı amaçlar.
-Çocuklara hitap ettiğinden anlatımda sadelik vardır.
-Fabl dört ayrı bölümden oluşmaktadır: serim, düğüm, çözüm ve öğüt. Serim bölümünde kişi unsurları hayvanlar tanıtılır. Düğüm bölümünde olaylar gerçekleştirilir ve çözüm bölümünde olaylar bir sonuca ulaştırılır. Öğüt bölümünde ise hikayeyi oluşturan düşünce verilir.

Hikaye

Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayların bir yazar tarafından okuyucuda heyecan, zevk uyandıracak şekilde kısaca anlatıldığı edebi metinlere hikaye ya da öykü denilmektedir.

Özellikleri

-Hikâye, insan hayatının bir kısmını, yer ve zaman kavramına bağlayarak anlatır.
-Hikâyede olay veya durum vardır. Olay ya da durum şahıslara bağlanır; olay veya durumun ortaya konduğu mekan ve zaman belirtilir; bunlar sürükleyici ve etkileyici anlatım ile işlenir.
-Öykülerde düşündürmekten ziyade, duygulandırmak ve heyecanlandırmak ön plandadır.
-Öyküler (hikayeler), gerçek veya hayal ürünü bir olayı kısa biçimde işler.
-Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, çoğunlukla önemli bir olay veya sahne aracılığı ile tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesi ile roman ve diğer edebiyat türlerinden ayrılır.
-Hikâye, olay eksenli bir edebiyat türüdür. Öyküde temelde bir olay mevcuttur ve olaylar genellikle yüzeyseldir.
-Hikâyeler daha çok yazarların anılarını anlatması biçiminde ortaya çıkar.
-Hikâye kısa bir edebi tür olduğu için bu yapıtlarda fazla teferruata girilmez. Olayın veya durumun öncesi, sonrası okura sezdirilir. Okur, birtakım sözcüklerden yararlanarak ve düş gücünü kullanarak kişiler ile ilgili veya olaylar ve durumlar ile ilgili hükümlere ulaşabilir.
-Hikâyeler Avrupa’da roman ile yaklaşık olarak aynı zamanlarda ortaya çıkmıştır. Özelikle Realizm akımının etkili olduğu tarihlerde öykü türü müstakil bir edebi tür olarak kendisini göstermiştir.
-Tek bir olay vardır. Olaycıklar yoktur.
-Şahıs kadrosu dardır.
-Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır.

Destan

Bir ulusun kahramanlıklarını, savaşlarını, büyük toplumsal olaylarını anlatan ve genellikle şiir (nazım) biçiminde oluşturulan eserlere destan denir.

Özellikleri

-Yazı türleri içinde en uzun olanıdır.
-Efsaneden sonra bilinen en eski türdür.
-Sözlü edebiyat ürünüdür; ancak sonradan yazıya geçirilen destanlar da vardır.
-Olağanüstü olaylar ve kahramanlar vardır.
-Destan kahramanları yarı tanrısal nitelikler taşıyan han, hakan ve kağan gibi kişilerdir.

Destanlar doğal ve yapay (suni) olmak üzere ikiye ayrılır:

Doğal Destanlar: Halk ozanlarının büyük toplumsal olayları anlattıkları destanlardır. Doğal destanların yazarı belli değildir, yani anonimdir.

Yapay (Suni) Destanlar: Yazarı belli olan, daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara daha az yer veren destan türüdür.

Tiyatro

Tiyatro, eski Yunan’da “seyircilerin oturduğu yer” anlamına gelir. Tiyatro, bir öyküyü, sahne olarak ayrılmış yerde, oyuncuların söz ve eylemleriyle canlandırma sanatıdır.

Özellikleri

-Tiyatro, konuşma ve eyleme dayanan, olayları oluş halinde gösteren ve yaşayanların ağzından anlatan yazı türüdür.
-Dilimizde “temaşa sanatı” olarak da bilinir. Fransızca “piyes” sözcüğüyle de karşılanmıştır.
-Diyaloglar, davranış, hareket ve durumlar; tiyatroda oyuncular tarafından jest ve mimiklerle aktarılır.
-Tiyatro yazılı bir metnin taklididir. Roman, öyküdeki mekana karşılık “sahne” vardır.
-Gerçeklik duygusunun yansıması için sahne düzenlenmesine (dekor) önem verilir.
-Anlatmaya bağlı metinlerdeki kişi betimlemeleri oyunculara kostüm olarak yansıtılır.
-Tiyatro dini törenlerden doğmuş­tur. Batı tiyatrosunun kaynağı eski Yunan tiyatrosudur. Eski Yunan tiyatrosu, şarap tanrısı Dionysos adına yapılan “Dionysia” denen törenlerden doğmuştur.
-Tiyatroda sahnelenen yapıtın teması, temanın ele alınış biçimi tiyatro türlerini ortaya çıkarmıştır. Tiyatro türlerini ilk kez sınıflandıran Aristoteles’tir.
-Rönesans’ın yetiştirdiği en büyük tiyatro yazarları İngiliz Shakspeare; İs­panyol Lope de Vega’dır.

Anı

Bir kimsenin, özellikle tanınmış kişilerin yaşadıkları dönemde gördükleri ya da yaşadıkları ilginç olayları gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak anlattıkları yazı türüdür. Tanınmış sanatçı, siyasetçi, ve bilim adamlarının yazdığı anılar onların yaşayışlarını, yaşadıkları dönemdeki önemli olayları anlatması bakımından önemlidir.

– Geçmiş, bir kişinin ağzından kişisel yargılar ve yorumlarla verilir.
– Tarihsel gerçeklerin öğrenilmesine katkı yaptığı için tarihçilere ışık tutar.
– Okur düşünülerek yazıldığından içtendir ve bu yönüyle çok tutulur.
– Her zaman nesnel anlatım söz konusu değildir, genellikle öznel anlatım görülür.
– Yazar, çoğu zaman geçmişte yaşadığı olayları anlatır.

Anılar genellikle siyasi ve edebi olmak üzere iki kategoriye ayrılır ancak bunlar kesin sınırlandırmalar değildir. Bir siyasi anı kitabında edebî anılar da olabilmektedir. Kimi anı kitapları da toplum içinde belli özellikleriyle seçilmiş kişilerin portrelerinden oluşmaktadır.

Anı türünün en bilinen örnekleri Cevat Şakir KabaağaçlıYakup Kadri Karaosmanoğlu,Halide Edib Adıvar ve Falih Rıfkı Atay vermiştir. Mavi SürgünFalih Rıfkı‘ nın ÇankayaHalide Edib‘in Mor Salkımlı Ev ile Türk’ün Ateşle İmtihanı ve Yakup Kadri‘nin Gençlik ve Edebiyat Hatıraları anı türünün cumhuriyet dönemindeki en güzel örnekleridir.

Anılar iki başlık halinde incelenir:

Olay merkezli anılar: Bu tür metinlerde yazar yaşadığı ya da tanık olduğu olayları anlatır.

Kişi merkezli anılar: Bazı kişilerin yazar üzerinde bıraktığı izlenimlerin ya da onlarla yaşanan bazı olayların anlatımı üzerinde kurulmuş kişilerin türlü özellikleri üzerinde yoğunlaşmış metinlerdir. Yazar tanıdığı kişilerin portrelerini çizer onların kendisinde bıraktığı izlenimleri aktarır onlarla yaşanmış ilginç ve önemli olayları dile getirir.

Günlük

Kişilerin yaşadıkları olayları, olaylarla ilgili duygu, düşünce ve izlenimlerini, hayallerini günü gününe tarih belirterek yazdıkları yazı türüdür.

Günlükler insanın dertlerini, kederlerini, sevinçlerini kısaca tüm duygularını yansıtır. Günlük tutmak bir nev’i kişinin içsel konuşmasıdır.

Siyasî, askerî, edebî alanlarda ünlü kişilerin tuttuğu günlükler, insanın iç dünyasını kurgusuz bir biçimde sergileyerek günlüğün sahibine ilişkin ayrıntılı bilgilere birinci elden ulaşmamızı sağladıkları gibi, yazıldıkları dönemin önemli olaylarına ilişkin tarihsel belgeler olarak da önem kazanırlar.

Özellikleri

-Günlük, yazanın yaşadıklarını yansıtır, bir düşünceyi ispatlama kaygısı yoktur.
-Günlüklerde, yazının kaleme alındığı tarih ve yer belirtilir.
-Kimi günlükler tarihî olayları aydınlatma özelliğine sahiptir.
-Yaşananlar yalın ve içten bir üslupla kaleme alınır. Dil, sanatsal ya da göndergesel işlevde kullanılabilir.

Bildirme Yazıları

Biyografi

-Anlatılacak olan kişinin, diğer kişilerden farklı olarak, topluma faydası olmuş, toplum tarafından tanınan biri olması gerekir.
-Biyografisi kaleme alınacak kişinin çalışmaları topluma örnek olabilecek nitelikte olmalıdır.
-Hikayesi yazılacak kişinin hakkında derinlemesine bir araştırma yapılmalı, kişiyle ilgili bilgiler, hayattaysa doğrudan kendisinden derlenmelidir. Hayatta değilse yakın çevresi ile görüşmeler yapılmalıdır.
-Araştırma esnasında anlatılacak kişi ile ilgili yazılmış başka biyografilere rastlanırsa, incelenmelidir. Biyografiler nesnel biçimde düzenlenmelidir. Belge niteliği taşıdığı için öznellik içermemelidir.
-Biyografiler, gereksiz ayrıntı ile yazılmaz. Kişinin gerçek özelliklerini gölgelememesi için özel yaşamıyla ilgili gereksiz ayrıntılara girilmez. Biyografinin öğretici bir özelliği unutulmamalıdır.
-Biyografide kişinin iç dünyasına dış dünyası kadar yer verilmez.
-Kronolojik sıralamaya göre yazılır. Kişinin doğduğu andan itibaren yazılan anki durumuna, eğer hayatta değilse yaşam süreci yansıtılır.
-Biyografiler yalın ve duru bir dille kaleme alınır.
-Anlatım üçüncü kişinin ağzından yapılır.
-Anlatımda öğreticilik amaç olduğu için ciddi bir üslup dikkat çeker. Akıcılık ve heyecan içermez.
-Biyografilerde büyük oranda açıklayıcı anlatım kullanılır. Konunun özelliklerine göre öyküleyici ve betimleyici anlatım da yapılabilir.
-Divan edebiyatında “tezkire” adıyla anılır.
– Ali Şir Nevai’ye ait “Mecalisü’n-Nefais” eser ilk şairler tezkiresidir.

Otobiyografi

Otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü, yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı edebiyat türüdür. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Yazarın kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi yazmak güçtür. Otobiyografilerde yazar kendine ait sanat eserleri, düşünceleri ve yapmış olduğu ya da katkısının olduğu önemli işleri aktarır. Bu yazılı anlatım türü aynı zamanda iyi bir belgeseldir. Bu alanda çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder.

Özellikleri

-Kişinin doğduğu andan itibaren yazıldığı ana kadar yaşadıklarından oluşmaktadır.
-Kişi çoğunlukla kendisiyle birlikte ailesinden ve yakın çevresinden bahseder.
-Yazar kendi hayat hikayesini ele alsa da gerçeklerden şaşmamalıdır.
-Kronolojiye dikkat edilmelidir.
-Tartışmalara yol açacak bilgilere yer verilmemelidir.
-Resim ve belgelerden yararlanılmalı, söylentilerle otobiyografinin inandırıcılığı azaltılmamalıdır.
-Düşünsel bir plana göre yazılmalıdır.

Haber

Bir olay ya da olgu üzerine edinilen bilgiye haber denir. Bu bilginin gazete, dergi gibi yayın organlarıyla ya da radyo, televizyon gibi iletişim araçlarıyla topluma sunulmak üzere yazılı metin hâline getirilmesine de haber yazısı adı verilir.

Özellikleri

-Haberin giriş bölümünde olay birkaç cümle ile özetlenir. Gelişme bölümünde gerekli ayrıntılar verilir. Sonuç bölümünde ise olayın etkisi anlatılır.
– Haber ilginç olmalıdır.
– Haber duyulmamış yani ilk olmalıdır.
– Haber önemli olmalıdır.
– Haber doğru olmalıdır.

Röportaj

Gazetecilerin bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazı türüne “röportaj” denir.

-Röportaj, makale gibi, düşünsel planla yazılır.
-Röportajda ele alınan konu ya toplumal ya da sanatla ilgilidir.
-İşlenen konu bilgi, belge, görsellerle desteklenir.
-Röportajda verilen bilgiler ve ortaya konan belgeler gerçeği yansıtır. Anlatılanlar kendi içinde tutarlıdır.
-Yazarın bilgi, izlenim, görüş ve düşüncelerini yansıtır. Yazar, gerçekleri öznel yaşamla harmanlar.
-Röportajın anlatımında diyaloglardan yararlanılır.
-Yaşanmış olaylar, durumlar anlatılır. Kısa cümlelerle metin hareketli hâle getirilir.
-Röportaj, birinci kişi ağzından yazılır.
-Röportajda dil, ağırlıklı olarak göndergesel işlevde kullanılır.
-Röportajlar, medya organlarında yayımlanır.
-Röportajda çok yönlü anlatım olanakları vardır.
-Röportaj yazarı açıklayıcı anlatım, öyküleyici anlatım, betimleyici anlatım ve tartışmacı anlatım gibi bütün anlatım yollarından yararlanır. Röportajda öykülemeye ağırlık verilir.
-Özelden genele gidilir.
-Heyecanın ölçüsü genelde şimdiki zaman kullanımıyla artırılır.
-Röportajlar genellikle soru cevap tarzında olur. Ancak bazı yazarlar röportajı hikâye kurgusu ve üslubu içinde vermeyi tercih ederler.

Dilekçe

Dilekçe bir dileği bildirmek için resmî makamlara sunulan, imzalı ve adresli, pullu veya pulsuz yazı anlamına gelir. Aslında dilekçe resmi/is mektubu olarak değerlendirilmektedir.

Dilekçe yazılırken dikkate dilmesi gereken kurallar;

– Çizgisiz beyaz kâğıda yazılmalıdır. Kesinlikle yarım kâğıt kullanılmamalıdır. Kâğıdın arka yüzüne geçilmemelidir, çok gerekli ise ikinci kâğıt kullanılmalıdır.
– Bilgisayar, daktilo veya dolma kalemle yazılabilir. Tükenmez kalemle mavi ve siyah mürekkepli kalemler dışında başka renkli kalemlerle yazılmaz.
– Sorun hangi kurumu ilgilendiriyorsa ona hitap edilerek başlanmalıdır.
– Yer ve tarih belirtilmelidir.
– Ciddi, resmî, saygılı bir dil ve üslûp kullanılmalı, nesnel olunmalıdır.
– Sorun, durum ya da dilek kısa ve açık olarak ifade edilmelidir. Gereksiz ayrıntılara ve kişiselliğe yer verilmemelidir.
– İstenen şey yasalara uygun olmalı; yasal çerçeve kesinlikle aşılmamalıdır. Bir şikâyet söz konusu ise sorun mutlaka belgelere ve tanıklara dayandırılarak açıklanmalıdır.
– Hiyerarşik düzene dikkât edilmelidir.
– Bir konuda üst makamın bilgilendirilmesi amaçlanmışsa “…durumu bilgilerinize arz ederim.”,
– Üst makamın bir sorunu çözmesi, bir işlemi başlatması isteniyorsa “Gereğini saygılarımla arz ederim.”,
– Yapılacak bir işlem için izin isteniyorsa ” İzninizi saygılarımla arz ederim” gibi saygı ifadeleriyle son bulmalıdır.
– Yazım ve noktalama kurallarına dikkât edilmelidir.
– Dilekçe sahibi adını-soyadını ve açık adresini belirtmelidir.
-Bir dilekçede sadece bir imza bulunması gerektiği unutulmamalıdır. Ortak bir konuda birden fazla kişi aynı dilekte bulunacaksa bunlar da dileklerini ayrı ayrı dilekçelerle belirtmelidirler.
-Dilekçeye eklenecek ek belgeler yazının sonunda “Ekler” başlığı altında maddeler halinde sıralanmalıdır.

Dilekçe yazılırken dikkat edilecek kurallar:

– Tarih
– Makam adı (ve gerekirse ili veya açık adresi.)
– Konu metni
– İmza
– Dilekçeyi yazan kişinin adı
– Dilekçeyi yazan kişinin adresi

LGS Türkçe Konu Anlatımı için Tıklayınız

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. KÜBRA SARAN dedi ki:

    çok güzel konu anlatımlı tam bana göre

BİR YORUM YAZIN

Soru: 72 + 4 kaçtır?


Basari Sıralamaları