8. Sınıf Milli Uyanış Yurdumuzun İşgaline Tepkiler Konu Anlatımı

Bu yazımızda sizlere LGS İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konusu olan aynı zamanda  8. sınıf konuları arasında yer alan Milli Uyanış Yurdumuzun İşgaline Tepkiler hakkında bilgilendireceğiz. Aşağıda sizlere başlıklar halinde konularımızı anlattık. Üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Milli Uyanış Yurdumuzun İşgaline Tepkiler

I. Dünya Savaşında Cepheler

 Çanakkale Cephesi

İtilaf Devletleri açtı. Açılma amacı; Rusya’ya yardım götürmek, Boğazları ve İstanbul’u alarak Osmanlıyı savaş dışı bırakmaktı. Osmanlının en önemli cephedir. 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı önünde savaşlar başladı. İtilaf donanmaları Boğazları geçemeyince Gelibolu Yarımadasına asker çıkardı. Mustafa Kemal burada başarılı savaşlar çıkardı. Buna göre;

-Savaşın kazanılması I. Dünya Savaşının uzamasına sebep oldu. Rusya’ya yardım gönderilmedi.
-Mustafa Kemal başarılarından dolayı Anafartalar Kahramanı unvanını aldı.

 Kafkasya Cephesi

Rusların egemenliğindeki Türklerle birleşmek için açıldı. Yalnız Enver Paşa’nın yanlış politikası yüzünden Sarıkamış’ta binlerce asker açlıktan, hastalıktan ve soğuktan savaşmadan öldü. Ruslar Muş, Bingöl, Van, Erzurum, Erzincan çevresini ele geçirdi. En uzun süre açık kalan cephedir. Çanakkale Cephesinden buraya gelen Mustafa Kemal Muş, Bitlis gibi yerleri geri aldı. Bu sırada Rusya içinde Bolşevik Devrimi olunca Rusya Brest Litowsk Antlaşması’nı imzalayarak I. Dünya Savaşı’ndan çekildi (1917).

 Kanal Cephesi

Almanların isteği ile Osmanlı Devleti İngilizlerin sömürge yolunu kesmek için açtı. Burada yapılan savaşları İtilaf Devletleri kazandı. Osmanlı geri çekildi. Bu cephenin devamı olan Hicaz Cephesi’nde de yenildik.

 Irak Cephesi

İngilizler Kanal Cephesinden sonra Rusya’ya Kafkasya üzerinden yardım etmek ve Irak petrollerini ele geçirmek için bu cepheyi açtı. İlk başta Osmanlı başarılı sonuçlar alsa da daha sonra geri çekilmek zorunda kaldı.

 Suriye Cephesi

Osmanlının başarısız olduğu bir diğer cephe olup Atatürk bu cephede asker kayıplarını engellemek için savunma hattı oluşturdu. Osmanlı bu cephede savaştığında ABD savaşa girdikten sonra Mondros Ateşkesi’ni imzalayarak savaştan çekildi.

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

Osmanlının savaş sonunda imzaladığı ateşkes antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile Osmanlının ordusu dağıtıldı, silahlarına el konuldu, ulaşım ve haberleşme araçlarına da el konuldu.

Bu antlaşmaya göre;

-Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve bu bölgeler, İtilaf devletleri tarafından işgal edilecektir.
-İç güvenlik ve sınırların korunması dışında, Osmanlı ordusu dağıtılacaktır. (Amaç, işgalleri kolaylaştırmak)
-Toros tünelleri, telsiz telgraf, demiryolları İtilaflar Devletlerine geçecektir. ( amaç, ekonomiyi ve iletişimi engellemek)
-7. Madde: İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaklardır.(Amaç, İşgallere bahane yaratmak, işgallere zemin hazırlamak)
-24. Madde: Doğu Anadolu’da karışıklık çıkarsa altı ilde (Erzurum, Van, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Bitlis) karışıklık çıkarsa İtilaf devletleri bu illeri işgal edebilecek. (Amaç, Doğu’da Ermeni Devleti kurmak) En ağır iki maddesi 7 ve 24. maddelerdir.

Bağımsızlık Yolunda İlk Adım

Mustafa Kemal Mondros Mütarekesinden sonra 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi ve burada İtilafları görünce “Geldikleri gibi giderler” sözünü kullandı. Mustafa Kemal kurtuluşun Anadolu’da olduğunu biliyordu bu yüzden Anadolu’ya geçmesi lazımdı. Tam da bu sırada Rumlar 7. maddeyi bahane ederek Türklerin kendilerine saldırdığını söylüyor ve İngilizlerden yardım istiyorlardı. İngilizler olayların durmasını aksi halde 7. madde gereğince Samsun ve çevresini işgal edeceklerini söyleyince Osmanlı Hükümeti olayları bastırması için Mustafa Kemal’i 9. Ordu Müfettişliği görevine getirdi. 16 Mayıs’ta yola çıktı ve 19 Mayıs 1919’da vardığı Samsun’da Kurtuluş savaşını başlatmış oldu. Ardından Havza’ya geçen Mustafa Kemal burada Havza Genelgesini yayınlayarak Mondros Ateşkes antlaşmasına karşı çıkmalarını ve işgallere karşı mitingler düzenlemelerini istedi. Amacı Türk milletinde milli bilinci uyandırmaktı. Mustafa Kemal Havza’da çalışmalarını tamamladıktan sonra Amasya’ya geçti.

Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919)

Milli mücadeleyi kişisellikten kurtarmak için genelgeyi yakın arkadaşlarına imzalattı. Böylece Mustafa Kemal’in genelgeler yayınlaması Türk milletinin milli bilincini arttırdı. Ülkede birlik ve beraberliği sağladı.

-Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Kurtuluş savaşının nedeni yani gerekçesidir.)
-Osmanlı Hükümeti üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirmemektedir. (Kurtuluş savaşının nedeni yani gerekçesidir.)
-Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Kurtuluş savaşının yöntemi ve amacıdır ihtilal niteliğinde)
-Her türlü etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşturulacak. (Milli Mücadelenin kurumsallaşması için bu karar alındı)
-Anadolu’nun en güvenli yeri olan Sivas’ta milli bir kongre toplanacak.
– Amasya Genelgesinde Milli Mücadelenin gerekçesi, amacı ve yöntemi belirtilmiştir. Milli iradeye dayalı yönetimin ilk adımıdır.

Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 7 Ağustos 1919)

– Mustafa Kemal Erzurum gelmeden önce askerlik görevinden istifa etti. Erzurum kongresi toplanış bakımından bölgesel ancak aldığı kararlar bakımından ulusaldır.
– Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. (ilk defa milli sınırlardan bahsedildi.)
– Osmanlı hükümeti üzerine düşen görevi yerine getirmezse vatanı topyekûn savunacağız.
– Osmanlı Hükümeti üzerine düşen görevi yapmadığı sürece geçici bir hükümet kurulacak. (Temsil heyeti kuruldu)
– Kuvayimilliyeyi etkin ve milli iradeyi hakim kılmak esastır. (Ulusal Egemenlik ve Ulusal bağımsızlık hedeflendi.)
– Hristiyan azınlıklara siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.
– Manda ve himaye kabul edilemez. (Kayıtsız şartsız tam bağımsızlık) (ilk kez reddedildi.)
– Sömürge amacı taşımadığı sürece dış yardım alınabilir. Doğudaki cemiyetler birleştirilecek.

Sivas Kongresi (4–11 Eylül 1919)

Kongrenin temel amacı; vatanın bütünlüğünü milletin bağımsızlığını sağlamaktı. Anadolu’nun işgaline karşı kurulan tüm cemiyetleri bir çatı altında toplamak istiyordu. Osmanlı Hükümeti, İtilaf devletlerinin baskısı ile kongreyi engellemek istedi bunun için Elazığ valisi Ali galip’i Mustafa Kemal’i tutuklaması için Sivas’a gönderdi. Ancak engelleyemedi.

– Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
– Kuvayımilliyeyi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel ilkedir.
– Manda ve himaye kabul olunamaz. (son kez ve kesinlikle reddedildi.)
– Milli iradeyi temsil etmesi için Mebusan Meclisi derhal toplanmalı.
– Milli Cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaayıhukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.
– Temsil Heyeti doğu illerini değil, tüm yurdu temsil edecektir.
– Kurtuluş Savaşının yayın organı olan “İradeimilliye” gazetesi Sivas’ta çıkmıştır.

Amasya Görüşmeleri (20–22 Ekim 1919)

– Sivas Kongresinde elde edilen başarıdan dolayı Damat Ferit Hükümeti görevinden ayrılmış yerine daha ılımlı Ali Rıza Hükümeti kurulmuştu.
-Temsil Heyeti adına Mustafa Kemal, Bekir Sami ve Rauf Bey; İstanbul Hükümeti adına Bahriye Nazırı Salih Paşa gelmişti. Böylece Osmanlı Hükümeti, Milli mücadeleyi hukuken tanımış oldu. Böylelikle Temsil heyeti gücünü kanıtlamıştı.
– Görüşmelerin sonucunda Mebusan Meclisi açılmasına karar verildi.
-Müdafayıhukuk cemiyetinin üyelerinin çoğu milletvekili seçildi ve Mustafa Kemal’da Erzurum milletvekili seçildi. Halkın milli mücadeleye desteği arttı.

– Mustafa Kemal, İstanbul ve Batı cephesindeki gelişmeleri daha yakından takip edebilmek için Anadolu’nun ortası sayılan, işgal edilmemiş ve daha güvenli yeri olan Ankara’ya geldi.

Milli İrade

Son Osmanlı Meclis-İ Mebusan’ın Açılması (12 Ocak 1920)

– Mustafa Kemal, Meclisin İstanbul’un dışında bir şehirde top­lanmasını istiyordu.
– Bunun nedeni milli iradenin hür biçimde kararlara yansıma­yacağı düşüncesidir.
– Ancak, İstanbul Hükümeti’nin padişahsız meclis olmaz, dü­şüncesi ile hareket etmesi sonucunda Son Osmanlı – Meclis-i Mebusan’ı İstanbul’da toplandı.
– Milli mücadeleciler, her konuda Mustafa Kemal’in istekleri doğrultusunda faaliyet gösteremediler. Ancak vatanın bütün­lüğü konusundaki isteklerinin bir kısmı gerçekleşti ve Misak-ı Milli kararları aldı.

Misak-I Milli Kararları (28 Ocak 1920)

– Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş böl­geler kesin Türk yurdudur, parçalanamaz.
-Kars, Ardahan ve Batum’da (Elviya-i Selase) gerekirse referanduma gidilecektir.
-Araplar kendi geleceklerini kendileri belirleyecektir. (Arap­ların çoğunlukla yaşadığı yerlerde referandum yapılacaktır.)
-Batı Trakya’nın geleceği referandum ile belirlenecektir.
-İstanbul, Marmara ve Halifenin güvenliği sağlandığı tak­dirde, Boğazlar trafiğe açılacaktır.
-Azınlıklara, diğer ülkelerdeki Türk azınlığa tanınan haklar tanınacaktır.
-Siyasi, mali ve adli gelişmemizi engelleyen sınırlamalar kabul edilemez. (Kapitülasyonlar)

Önemi:

Milli mücadelede hedefler kesin olarak belirlendi.
Vatan sınırları (Misak-ı Milli Sınırları) kesin olarak belir­lendi.
Son Osmanlı Meclis-i Mebusan’ın aldığı en önemli karardır.
Bu kararlar meclis onayından geçtiği için resmiyet kazanmış kararlardı.
Meclis-i Mebusan; kongre kararlarından etkilenmiştir.

Büyük Millet Meclisi

-Mustafa Kemal, Milleti temsil edecek bir meclis oluşturmak için çalışmalara başlamış, İstanbul’daki milletvekillerinin de Anadolu’ya geçmesini sağlamıştır.
-Boş kalan milletvekillikleri seçimle dolduruldu.
-23 Nisan 1920’de Meclis Ankara’da açıldı.
-Böylece Amasya Genelgesi’nde de belirtildiği gibi milletin, geleceği ile ilgili kararları kendisinin alabileceği bir meclis açılmış oluyordu. Mustafa Kemal meclis başkanı seçildi.
-Başlangıçta Kurucu Meclis adı verilmesine rağmen tepkiler­den çekinildiği için yeni kurulan bu meclise Olağanüstü Meclis adı verildi.

 KURUCU MECLİS: Yeni bir devlet kurmak amacıyla kuruluş için gerekli kararlan alan, yeni anayasa yapan ve yeni devle­tin esaslarını belirleyen heyet temsilcilerinden oluşan bir meclistir.

TBMM’de Alınan Kararlar

-Hükümet kurmak zorunludur.
-Geçici devlet başkanı veya padişah vekili atama doğru değildir.
-Meclis başkanı aynı zamanda hükümetinde başkanıdır.
-Yasama, yürütme, yargı yetkileri meclise aittir.
-Padişah ve halifenin durumunu meclis belirleyecektir.
-Meclis, yürütme yetkisini hükümet aracılığı ile kullanır.
-Türkiye devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümeti TBMM hükümeti adını alır.
-TBMM’nin üstünde herhangi bir güç yoktur.

Kararların Yorumu

Yeni Türk devleti resmen kuruldu.
Meclis geçici değil, süreklidir.
Milletin egemenliği kesin olarak gerçekleşti.
Güçler birliği esası benimsendi.
Meclis hükümeti sistemi kabul edildi.
Mustafa Kemal, hem meclis hem hükümet başkanı oldu.
Meclisin tek amacı vatanı kurtarmaktır. Bu yüzden mebuslar arasındaki fikir ayrılığı gün yüzüne çıkmamıştır.
Meclis açılınca Temsil Heyeti’nin görevi sona erdi.

LGS İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük için Tıklayınız

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 52 + 4 kaçtır?