Kırık Hayatlar – Halit Ziya Uşaklıgil Eser Özeti

Sizlere bu yazımızda Kırık Hayatlar – Halit Ziya Uşaklıgil eser özeti hakkında bilgi vereceğiz. Eserin özeti, konusu, ana karakterleri hakkında merak ettiğiniz bir çok sorunun cevabını yazımızda bulabilirsiniz…

Kırık Hayatlar – Halit Ziya Uşaklıgil

ROMANIN KONUSU:

Ekonomik rahatlığa kavuştuktan sonra eşi ve iki çocuğuyla yeni bir çevreye girip bu arada bir sosyete yosmasına tutulan genç bir doktorun öyküsü.

ROMANIN ANA KARAKTERLERİ:

Ömer Behiç: Kültürlü, iyi eğitimli, kendine gelen hastaların hayatlarından ibretler çıkaran, Osmanlı Beyefendisidir. İyi bir aile reisi olmak istemiş ama iradesi dışında yasak bir aşkın kurbanı olmuştur.

Vedide: Ailesine çok düşkün, ideal bir ev hanımı çocuklarına düşkün eşine saygılı, kültürlü, dürüst, yumuşak huylu bir annedir. Fakat eşinin yaşadığı yasak aşk ve kızının ölümü ile dünyası yıkılmıştır.

Bekir Servet: Hayattan zevk almaya çabalayan günü güne eğlence ve zevk peşinde koşan kadınlara da çok değer vermeyen çapkın bir İstanbul efendisidir.

Neyyir: Minyon tipli olmasına rağmen erkeklerin gönlünü elde etmeyi bilen, oldukça güzel fakat kendi toplumuna aykırı bir hayatı olan gayri meşru ilişkilerden haz duyan ve Ömer Behiç’in saadetini bozan biraz uçuk kaçık bir kadındır.

Nebile: Kardeşine göre biraz daha şişman olan ve kardeşi kadar etkileyici olmayan, yaşantısı kardeşi gibi olan bir genç kızdır.

ÖZET:

Babası onun Dahiliye yada Maliye’de çalışmasını istemiştir ama o, onlara doktor olacağını söyler, bu fikri ailesine açtığı zaman yanında eniştesi de vardır. Eniştesi de zamanında meslek seçimi konusunda ailesinden baskı gördüğü için bu olayda Ömer Behiç’e sahip çıkar. Ömer Behiç kendisini, ailesinin haberi olmadan Mülkiye Tıp Fakültesine kaydını yaptırır.

Arkadaşları İstanbul’un çeşitli semtlerinde kendilerini eğlendirirken, Ömer Behiç arkadaşlarına eşlik etmeyerek her boş anını değerlendirir. Lakin arkadaşları arasından, Bekir Servet Bey onunla hep dalga geçerek onu ikna eder ve onu da bazen eğlencelere iştirak etmesini sağlar. Fakat Ömer Behiç bu olaylardan sonra hep pişman olur ve derslerine daha da sıkı çalışır. Dolayısıyla okulunu birinci olarak bitirir. Bu durum hiç kimse tarafından olağan karşılanmamıştır.

Herkes zaten böyle bir şey olmasını beklemektedir. Okulunu birincilikle bitirdiği için Ömer Behiç’i, Avrupa’da okuması için devlet tarafından gönderilir. Orada da başarılar edinir. Burada okuduğu sırada anne ve babasını yitirir. Bu olay onu çok derinden etkilemiştir.

Onların yanında olamadığı için bir an okuduğu için kendi kendine feryatlar eder. Aradan zaman geçtikten sonra İstanbul’a geri döner. Adeta kendini yeni doğmuş bir bebek gibi hissetmektedir. Bundan sonra hayallerini gerçekleştirme arzusu doğmuştur içinde. İlk olarak kendine bir muayenehane açacaktır, ardından bir eş bulup daha sonra rüyalarındaki evi yaptıracaktır.

İlk hayali olan muayenehanesini açar. Zamanla çevresi gelişmeye, insanlar tarafından tanınır bir insan olmaya başlar. Daha sonra Vedide ile karşılaşır. Yıldırım aşkıyla ona tutulur. Onu, ailesinden istemeye gider. Evde Vedide Hanım çok utangaç davranınca dadısından şaka ile karışık fırça yer. Dadısı ona evde kalacağını ve güler yüzlü olmasını ister. Sonunda evlenebilirler ve sekiz yıl sonra iki tane çocukları olmuş olur. Çocuklarının adları Selma ile Leyla.

Bir kaç yıl sonra evini de yaptırır. Tabi evi hep hayalindeki gibi inşa ettirmiştir. Evi Vedide’den gizli gizli yapmaya çalışır ama kendini tutamaz ve evin her ince ayrıntısına kadar anlatır. Birkaç ay sonra eve taşınırlar evleri artık onların üçüncü evlatları olmuştur. Ev artık bu mutlu aileye yeni bir renk katmıştır. Bir gün evin penceresinden Kağıthane çıkışı oluşan kalabalığı izlerler. Bu kalbalık onları bir heyecana sürüklemiştir. Daha sonra o kadar çok kalabalıklaşmıştır ki insanların yüzü anlaşılmayacak dereceye varmıştır. Daha sonra Vedide bir faytonun içinde iki güzel hanımı görür.

O kadar çok renkli giyinmişlerdir ki hemen dikkatini çekmiştir. Onların kim olduğunu Ömer Behiç’e sorar. Ömer Behiç, ona Veli Bey’in kızları olduğunu söyler. Adları Nebile ile Neyyir. İşte bu kızlardan biri bu mutlu aile tablosuna bir leke gibi karışacaktır. Bir gün Veli Beyin eşi hastalanır. Dolayısıyla Ömer Behiç’i tedavi etmesi için çağırırlar.

Tabi haberi getiren eski dostu Bekir Servet Beydir. Bekir Servet de Nebile’den hoşlanmaktadır. Bu yüzden hep bu ailenin yanına sık sık uğramaktadır. O da doktor olduğu için Veli Beyin eşini daha önce tedavi etmiştir. Veli Beyin kızları bir de (bilgi yelpazesi.net) Ömer Behiç Beyin muayene etmesini istemiştirler. Bu istek özellikle Neyyir’den gelmiştir. Çünkü Neyyir daha önce Ömer Behiç’i bir yerde görüp ona bir sevgi biriktirmeye başlamıştır. Tabi Ömer Behiç böyle ilişkileri hiç sevmez ve hep karşı çıkmaktaydı. Ama aralarında başlayan muhabbetten dolayı Ömer Behiç de ona karşı bazı hisler hissetmeye başlar.

Ömer Behiç artık ona aşık olmaya başlar ve hep onun yanına gitmek için fırsatlar kollar. Artık evlere geç gelmeler, aileden uzaklaşmalar başlar. Bu durumu anlayan Vedide’nin kulağına dedikodular gelmeye başla. Ömer Behiç ile arası gün geçtikçe soğumaya başlar. Zamanla Ömer Behiç bu yaptıklarından dolayı kendine kızmaya başlar böyle bir şeyi kendisinin yapamayacağını söyler.

Yaptıklarından artık pişman olmaya başlar ve Neyyir’den ayrılmaya karar verir. Ama bir türlü bunu yapamaz. Bu olayların üzerine kızı Leyle da ağır hastalanın ca artık buna dayanamaz. Bu hastalığın, kendisinin yapmış olduğu ihanetten dolayı ortaya çıkan bir lanet olduğunu düşünür.

Kızı menenjit hastalığına yakalanmıştır. Bütün aileyi bir yas tutmuş ve soğuk olan ortam hepten gergin olmaya başlamıştır. Birkaç hafta sonra kızını kaybeder. Bu olay bütün aileyi derinden etkilemiştir. Ömer Behiç uzun uğraşlar sonucu kendini Vedide’ye zor affettirebilmiştir. Daha sonra böyle bir ihanet yapmamak şartıyla tekrar barışarak eskisi gibi olmayan hayatlarına devam ederler.

Türk Edebiyatı Eser Özetleri

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 1 + 3 kaçtır?