İç Kuvvetlerin Türkiye’deki Yeryüzü Şekillerinin Oluşum Sürecine Etkisi Konu Anlatımı

İç Kuvvetlerin Türkiye’deki Yeryüzü Şekillerinin Oluşum Sürecine Etkisi Konu Anlatımı

Merhaba arkadaÅŸlar size bu yazımızda CoÄŸrafya Konuları hakkında bilgi vereceÄŸiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. İç Kuvvetlerin Türkiye’deki Yeryüzü Åžekillerinin OluÅŸum Sürecine Etkisi Nedir? sorusunun cevabı aÅŸağıda sizleri bekliyor…

İç Kuvvetlerin Türkiye’deki Yeryüzü Şekillerinin Oluşum Sürecine Etkisi

Türkiye’de yer şekilleri iç ve dış kuvvetlerin her ikisinin birlikte işlemesi ile oluşmuş ve günümüze kadar şekillenmiştir. Ülkemizin jeolojik geçmişi I. zamanda başlamış, III. Jeolojik zamanda önemli oranda gerçekleşmiş ve IV. Jeolojik zamanda tamamlanmıştır. Ülkemiz arazilerinin üzerinde bütün iç kuvvetlerin etkilerine az veya çok mutlaka rastlanılır, iç kuvvetlerin ülkemizde bulunan yer şekillerinin oluşumuna katkısı şu şekildedir.

Türkiye’de Orojenez (Dağ Oluşumu)

Ülkemizde ağırlıklı olarak doğu-batı yönünde uzanan kıvrım dağlarımız AlpHimalaya dağ sistemine bağlı olarak oluşmuşlardır. Kuzey kıyılarımız boyunca uzanan Kuzey Anadolu ve güney kıyılarımız boyunca uzanan Toros Dağları, orojenez ile oluşmuş kıvrım dağlarımıza örnektir.

Kırık dağlarımız ise daha çok Ege ve Akdeniz bölgelerinde sert tortul kütlelerin kırılmaları ile oluşmuşlardır. Bir kırık dağında kırılarak yükselen kısımlar horst yani kırık dağları meydana getirirler. Çöken ve alçakta kalan kısımlar ise grabenleri yani çöküntü ovalarını oluştururlar. Horstlar ve grabenler arasındaki kırıklar ise fayları meydana getirirler. Fay hatları depremlerin ve sıcak su kaynaklarının yoğun olarak görüldüğü alanlardır. Ülkemizde sıcak su kaynaklarının, depremlerin ve levha hareketlerinin Ege bölgesinde yaygın olarak görülmesinin nedeni fay hatlarının çok olmasının sonucudur.

Türkiye’de Epirojenez

Kıtaların çok yavaşça yükselme ve alçalma hareketleri olarak tanımlanan epirojenik hareketler, Türkiye’de yer şekillerinin oluşmasında etkili bir iç kuvvettir. Anadolu milyonlarca yıldır yükselmekte, buna karşılık Karadeniz ve Doğu Akdeniz havzaları tabanı çökmektedir. Geniş çaplı alüvyon birikimine bağlı olarak, Çukurova Havzası ile Ergene Ovası epirojenik bir çökme içine girmiş ve tortulaşma alanı olmuşlardır. 4. jeolojik zamanda, boğazlarımızın ve denizlerimizin oluşumu da epirojenik çökme sonucunda meydana gelmiştir. Özellikle Egeid kara kütlesinin çöküp Ege Denizi’nin oluşumu epirojenik hareketlere bir örnektir. Eski akarsu vadisi olan İstanbul boğazı ve Haliç ile Çanakkale boğazının oluşumu ile Ria kıyı tipi meydana gelmiştir. Antalya-Kaş kıyılarında oluşmuş olan Dalmaçya kıyı tipi de epirojenik alçalma ile deniz sularının basması sonucu oluşmuştur. Anadolu yarım adasının 4.zamanda toptan yükselmesi sonucu yüksek ova ve platolarımız oluşmuştur. Anadolu’nun toptan yükselmesi ile denizler geriye doğru çekilmiş, regresyon hareketi ile kıyı ve vadi taraçaları oluşmuştur.

Türkiye’de Depremler ve Fay Hatları

Türkiye jeolojik gelişimini henüz tamamlamamış genç oluşumlu bir ülke olduğu için fay hatlarının, depremlerin ve sıcak su kaynaklarının oldukça fazla olduğu bir ülkedir.

Türkiye’nin Alp-Himalaya dağ sistemine bağlı olarak oluşan genç bir yapısının olması IV. zamanda epirojenez ile topluca yükseltilmesi ve Arap levhası tarafından sürekli olarak kuzeye doğru itilmesi nedeni ile çok sayı fay hattı tarafından kırılmış bir yapıya sahiptir. Ülkemiz Arap levhasının kendisini sürekli olarak sıkıştırması nedeni
ile kuzey batıya doğru kayma hareketi göstermektedir. Bu sıkıştırma ve kayma hareketi levha sınırlarında ve fay hatlarında gerilmelere neden olmakta, ortalama 3-5 yıllık periyotlar da çok sayıda can ve mal kaybına neden olan şiddetli depremlere maruz kalmaktadır.

Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF)

Saroz Körfezi’nden baÅŸlayan KAF, Marmara Denizi, Sapanca Gölü, Adapazarı, Tosya ve Erzincan üzerinden Van Gölü kuzeyine kadar uzanır. Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif saÄŸ-yanal atımlı faylarından biridir.KAF sistemi, Anadolu Levhası’nın, güneyde Arap Levhası ve kuzeyde Avrasya Levhası’nın arasında kalması ve bu sebeple batıya doÄŸru açılma ÅŸeklinde hızla hareket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir.
Yaklaşık Van Gölünden Saros Körfezine kadar tüm kuzey Anadolu’yu keser. Tek bir faydan oluÅŸmaz, pek çok parçadan oluÅŸan fay zonudur. Fay hattında; parçalanmış-ezilmiÅŸ kayaçlar, soÄŸuk ve sıcak su kaynakları, gölcükler, traverten oluÅŸumları, genç volkan konilerine rastlanır.

Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF)

Hatay grabeninden baÅŸlayarak, K. MaraÅŸ, Adıyaman, Malatya ve Elazığ ovalarından geçerek Bingöl’e kadar sokulur. Ölü Deniz Çatlağı’nın kuzey sonunda MaraÅŸ Üçlü BitiÅŸme’sinden baÅŸlayarak kuzeydoÄŸu istikametinde iÅŸler ve Karlıova Üçlü BitiÅŸme’sinde sona erer ki burada Kuzey Anadolu Fay Hattı ile buluÅŸur

Batı Anadolu Fay Hattı (BAF)

Anadolu’nun batısında doÄŸu-batı uzanışlı, kuzeyden-güneye doÄŸru sıralanan hattıdır ve içerisinde birçok fayı barındırır.Türkiye’deki depremlerin iki ana nedeni vardır. Birincisi, Atlas Okyanusu’nun ortalarındaki okyanus ortası sırtının geniÅŸlemesidir. Bu geniÅŸleme Afrika levhasını kuzeydoÄŸu yönünde hareket ettirir. Afrika, Akdeniz altında Anadolu Levhası ile çarpışarak altına dalmaktadır.Anadolu depreminin ikinci ana nedeni Kızıldeniz ortasındaki okyanus tabanı yayılmasıdır. Bu hareket Arap Levhasını kuzey yönünde hareket ettirmekte, DoÄŸu Anadolu Fayında yoÄŸun depremselliÄŸe neden olmaktadır. Afrika Levhasının kuzey kenarındaki okyanusal kabuk bu sıkışarak Anadolu ve Ege’nin altına dalarak batıyor. Bu dalma sırasında Batı Anadolu’ya çekme kuvveti uygular. Arap Levhasının baskısıyla Kuzey Anadolu Fayı boyunca batıya doÄŸru itilen Anadolu Levhası batıda sıkışmaya sebep olur. Batı Anadolu’da GGB-KKD yönünde yılda 15 mm/yıl geniÅŸleme oluÅŸur. Bu olay depremlere ve grabenlerin oluÅŸumuna neden olur.

Batı Anadolu Fay Hattındaki faylar şöyle:

1.Fethiye-Burdur Fayı
2.Gökova grabeni
3.Knidos (Cumalı, Yakköy) Fayı
4.Büyük Menderes Grabeni
5.Yavansu fayı
6.Küçük Menderes Fayı
7.Gediz Grabeni
8.Simav Grabeni
9.Eskişehir Fayı

Türkiye’de Volkanizma

Mineral bakımından zengin alanlardır. Bu yüzden volkanik araziler verimli toprakların bulunduğu sahalardır. ( Nevşehir çevresinde patates tarımının verimli yapılmasının nedeni buranın volkanik, kumlu geçirimli bir toprak yapısına sahip olmasındandır. ) Volkanik araziler ile fay hatları ve püskürük kayaçların bulunduğu araziler paralellik gösterir.

DoÄŸu Anadolu bölgesinde volkanik ÅŸekillere daha çok Van Gölü’nün kuzeyinde rastlanılır. Kuzey – doÄŸu, Güney – batı doÄŸrultusunda bir kırık hattı boyunca lavların yeryüzüne çıkması ile ülkemizin en yüksek daÄŸları oluÅŸmuÅŸtur. Bu daÄŸlar Büyük AÄŸrı, Küçük AÄŸrı, Tendürek, Süphan ve Nemruttur. Ayrıca bu bölgede lavların geniÅŸ alanlara yayılması ve engebeli alanları düzleÅŸtirmesi ile Erzurum – Kars volkanik platosu oluÅŸmuÅŸtur, iç Anadolu bölgesinde Kuzey – DoÄŸu Güney – Bati doÄŸrultusunda bir hat boyunca lavların yüzeye çıkması ile Erciyes, Melendiz, HaÅŸan Dağı, KaracadaÄŸ ve KaradaÄŸ volkanik kütleleri oluÅŸmuÅŸtur. Konya’da gazların sıkışarak patlamasının sonucunda Meke maarı ve içerisine suların dolması ile Meke Gölü oluÅŸmuÅŸtur. GüneydoÄŸu Anadolu bölgesinde Diyarbakır ile Åžanlıurfa arasında KaracadaÄŸ volkanik kütlesi ortaya çıkmıştır. Manisa’nın Kula ilçesinde bulunan devlit adı verilen küçük kül tepecikleri de ülkemizdeki volkanik ÅŸekillere örnektir

10. Sınıf Coğrafya Konuları için Tıklayınız

10. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BÄ°R YORUM YAZIN

Soru: 52 + 4 kaçtır?