Anadolu’da İslam Konu Anlatımı

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ayt konu anlatımı, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi tyt konu anlatımı , Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yks konu anlatımı… Merhaba arkadaşlar sizlere bu yazımızda Anadolu’da İslam  hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak bilgi edinebilirsiniz..

Anadolu’da İslam 

Türklerin Müslüman Olmaları

751 yılında olan Talas Savaşı’nda Karluk Türklerinin Müslümanlarla birlikte savaşmaları Türklerle Araplar arasında dostluk havasının doğması, Abbasilerin mevaliye karşı iyi davranmaları Batı Türkistan’da olumlu etkisini hemen göstermiştir. Karluklarla birlikte bu bölgede bulunan şehirlerin halkı çoğunlukla Müslüman olmuştur. Halife Me’mûn ve Mu‘tasım-Billâh devrinden itibaren Türkler hilâfet ordusunun en önemli unsuru haline gelmiştir.

930 yıllarında, Karahanlı devletini kuran Türkler de İslamiyet’i kabul ettiler. Samani devletinin, Karahanlıların İslâmlaşmasında büyük tesiri oldu. En önemli İslamlaşma olayı ise 10. yüzyılın ikinci yarısında cereyan etti. Türkler, medeniyetin bütün sahalarında, ilim ve fikir adamlarıyla diğer Müslüman milletleri geniş ölçüde tesirleri altına almışlar ve milletlerin medeniyetlerinde meydana gelen büyük değişiklikte rol oynamışlardır.

Ribat, sınır boylarında ve stratejik mevkilerde bulunan askerî amaçlı sağlam yapılardır. Ribatlarda askerî eğitimin yanı sıra ibadete ve ilmî faaliyetlere de önem verilmiştir.

Fütüvvet, “gençlik, kahramanlık, cömertlik” anlamlarına gelir. Yiğitli, mert ve cömert olmayı ifade eder. Başlangıçta tasavvufi bir mahiyet taşırken sonraları sosyal, ekonomik ve siyasi bir yapılanmaya dönüşmüştür. Ahi kelimesi ise Arapça “kardeş”, Türkçe “cömert” manasına gelmektedir. Ahi birliklerine aynı zamanda “fütüvvet birlikleri”, genç ahilere “feta”, ahi teşkilatının
inanç, adap, ilke, kural ve esaslarının yazılı olduğu kaynaklara fütüvvetname denir.

Milletimizin İslam Anlayışının Oluşmasında Etkili Olan Bazı Şahsiyetler

Ebu Hanife

Türklerde İslam anlayışının oluşmasında etkili olan şahsiyetlerden biri Ebu Hanife‘dir. Ası adı Numan bin Sabit’tir. İslami bilim dallarından kelam, fıkıh ve hadis alanında kendini yetiştirmiş ve uzmanlaşmıştır. Özellikle fıkıh alanındaki uzmanlığı nedeniyle ona İmam Azam (en büyük imam) denmiştir. Meşhur fıkıh mezheplerinden biri olan Hanefilik mezhebinin kurucusudur. Çağımızdaki sorunlara bile o günlerde çözüm getirmeye çalışmıştır.

Maturidi

Aslen Türk kökenli olan Maturidi, Semerkant’da dünyaya gelmiştir. Maturidi, İslam dininin inanç esaslarını aklı ve vahyi birlikte kullanarak açıklamaya ve batıl inançları ortadan kaldırmaya çalışmıştır.

Şafi

766 yılında Gazze’de doğmuş. İmam Şafi olarak tanınmıştır. Şafi mezhebinin kurucusudur. Fıkıh alanında uzmanlaşmış önemli bir şahsiyettir.

Eş’ari

İnanç mezheplerinden biri olan Eş’ariliğin kurucusu kabul edilir. Eş’ari; Yüce Allah’ın varlığını, birliğini, İslam’ın inanç esaslarını akli ve vahyi delillerle savunmuştur.

Ahmet Yesevi

Türkistan’ın Sayram kasabasında doğmuştur. Kur’an’ın öğütlerini, Hz. Muhammed’in güzel ahlakını sade ve duru bir Türkçe ile şiirsel bir dille anlatmıştır. Şiirleri Divan-ı Hikme adlı kitapta toplanmıştır.

Ahi Evran

Ahlak ilkeleri yanında özellikle esnafın ve ticaretle uğraşanların eğitimine önem verdi. Gittiği her yerde esnafı teşkilatlandırdı. Ahilik onun kurduğu önemli sivil toplum örgütüdür.

Hacı Bektaş-ı Veli

Horasan’da doğup Nevşehir’in Hacı Bektaş ilçesinde vefat etmiştir. İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak ilkelerini anlatmıştır. Makâlât adlı eseri Alevi –Bektaşi düşüncesinde önemli bir yer tutar.

Mevlânâ

Mevlânâ, dünyaca tanınmış bir mutasavvıf ve düşünürdür. Din, mezhep ve ırk ayrımı yapmaksızın bütün insanlara sevgiyle yaklaşmıştır. Hoşgörüyü ilke edinmiştir.

Yunus Emre

Taptuk Emre’nin öğrencisi olan Yunus Emre; ondan aldığı tasavvuf terbiyesiyle tasavvufi olgunluğa erişmiş, sonra da halkı aydınlatmaya başlamıştır. Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi benimsemiştir.

Hacı Bayram Veli

Ankara’da vefat eden Hacı Bayram Veli; İslamiyet’i ilmi açıdan ele almış, bilim ve tasavvufu birleştirmeyi başarmıştır.

Kur’an’dan Mesajlar: Nisâ Suresi 136. Ayet

Nisa Suresi 136. Ayette ‘Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.”

Nisa Suresi 136. Ayette verilmek istenen mesaj tek yönlü yani bir bakış ile verilen bir mesaj değil, daha geniş anlamda değerlendirilmesi gereken bir mesajdır.

Ayette verilmek istenen temel mesajlar;

Allah’a iman etmeliyiz,
Allah’ın Peygamberlerine iman etmeliyiz,
Allah’ın Peygamberlerine gönderdiği kitaplara iman etmeliyiz (Hz. Muhammed’den (s.a.v) önce gönderilmiş peygamberlere verilen kitaplara da iman etmeliyiz (Tevrat, İncil, Zebur)
Meleklere iman etmeliyiz,
Ahiret gününe iman etmeliyiz.

Bunlar kısaca imanın şartlarıdır.

TYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

AYT Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Konuları Konu Dağılımı için tıklayınız.

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 72 + 4 kaçtır?