7. Sınıf Şiir Bilgisi Konu Anlatımı

Karatay

Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli mısralar içinde aktarılmasına şiir denir. Bu yazımızda sizlere 7. sınıf  şiir bilgisi konusundan bahsedeceğiz. Şiir bilgisi konusu geniş bir konudur. Sizlere şiirde tema, şiirde ölçü, şiir türleri örnekler vererek anlatacağız.

Şiir Bilgisi

Şiir Nedir?

Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve ahenkli cümlelerle anlatıldığı edebi türe şiir denir. Şiir nazım olarak da adlandırılır.

Şiirin düz yazıdan farkı, özel bir anlatım biçiminin olmasıdır.

Şiirlerde duygular, hayaller ve düşünceler belli bir düzene bağlı olarak anlatır. Şiir, dizelerden oluşan anlatımıyla belli bir ahenk (uyum) içinde oluşturulur. Dize sonlarındaki ses benzerlikleri ve şiirde kullanılan ölçü bu ahengi sağlar. Şiirdeki anlatım güzelliği, şiir dilinde kullanılan yoğun anlatımdan kaynaklanır.

Örnek:

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sâdık yârim kara topraktır  Aşık Veysel

Yukarıda yer alan şiirde ahenk dize sonlarında koyu yazılmış sözcüklerdeki ses uyumuyla sağlanmaktadır.

Şiirde Tema

Her eserin bir yazılış amacı, iletmek istediği bir mesaj vardır. Eserde iletilmek istenen mesaja “tema” denir. Şiirde daha çok duygu ve hayaller işlenir; bir şiirde yoğun olarak işlenen duygular ve hayaller şiirin temasını oluşturur.

Şiirin temasıyla şiirde işlenen duygu birbirine çok yakındır. Şiirlerde kullanılan en yaygın temalar şunlardır: aşk, yalnızlık, kahramanlık, sevgi, özlem, doğa, baharın gelişi, mutluluk, hüzün, arkadaşlık,
gurbet, ölüm, yaşama sevinci vb.

Şiirde Ahenk

Şiirde Ölçü

Şiirin dizelerindeki hecelerin sayısına, yapısına ve durağına bağlı denklikle sağlanan ahenk ile ritme ölçü (vezin) denir.

Hece Ölçüsü : Şiiri oluşturan dizelerdeki hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Yani şiirin birinci mısrasında 7 hece varsa, öteki dizelerin hepsi 7 hece olmak durumundadır. Hece ölçüsüne parmak hesabı da denir. Hece ölçüsü, Türkçenin yapısına uygundur ve Türk şiirinin milli ölçüsüdür.

Hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde genellikle 7 heceli, 8 heceli, 11 heceli ve 14 heceli kalıplar çokça kullanılmıştır.

Örnek:

İptida Bağdad’a / sefer olanda    6+5=11’li hece ölçüsü
Atladı hendeği / geçti Genç Osman
Vuruldu sancaktar / kaptı sancağı
İletti, bedene / dikti Genç Osman  Kayıkçı Kul Mustafa 

Aruz Ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin açıklık kapalılık esasına bağlı olan bir ölçü sistemidir. Sonu ünlü ile biten heceler ‘’açık’’, sonu ünsüzle biten heceler de ‘’kapalı’’ hece olarak adlandırılır. Ayrıca uzun ünlülü heceler ile dize sonundaki heceler daima kapalı kabul edilir.

 Aruz ölçüsünde duraklar sözcükleri bölebilir.

O be nim mil / le ti min yıl / dı zı dır par / la ya cak
  .    .    –      –             .   .       –      –        .     .     –      –        .      .      –
  Fe  i  la   tün         Fe i    la     tün    Fe  i   la   tün      Fe    i    tün

Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir.

Serbest Şiir: Herhangi bir sisteme bağlı olmayan ölçüdür. 19.yüzyıl sonlarından itibaren edebiyatımıza girmiştir.

Şiirde Kafiye

Şiirde ahenk oluşturmak için dize sonlarındaki sözcüklerde görülen ses benzerliğidir. Seslerin uyak oluşturabilmesi için anlam ve görev bakımından farklı olması gerekir.

Bursa’da bir eski cami avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su;
Orhan zamanında kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar

Yukarıdaki dizelerde geçen “-su ve -ar” sesleri kafiye oluşturmuştur.

Tam Kafiye: Mısra sonlarındaki iki ses benzerliğine denilir.

​Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik            redif: “dik”
Bina atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.    yarım kafiye: “en”

Zengin Uyak: İkiden fazla sesin benzeşmesiyle oluşan kafiyeye denir. Daha çok Divan şiirinde kullanılır.

Çok sürse ayrılık, aradan geçse çok sene,           zengin kafiye: “ene”
Biz sende olamazsak bile sen bizdesin gene.

Cinaslı Kafiye:​ Aynı seslerden oluşan ;fakat farklı anlamları karşılayan kelimelerle yapılan uyağa cinaslı uyak denir. Cinas bir kelimenin tekrarı değildir.

Dönülmez akşamın sabahındayız. Vakit çok geç:   
Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.
Yahya Kemal

Şiirde Redif

Mısra sonlarında, görevleri aynı olan eklerin ya da anlamları aynı olan kelimelerin tekrarlanmasına redif denir.

Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.  Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır. Bu sebeple redifin bulunduğunu gördüğünüz her yerde kafiyeyi de bulmaya çalışınız.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarımMehmet Akif Ersoy

Yukarıdaki dizelerde geçen “-arım” sesleri redif oluşturmuştur.

Şiir Türleri

Lirik Şiir

Duyguların ve düşüncelerin coşkulu bir biçimde dile getirildiği şiir türüne lirik şiir denir. Eski Yunan’da “lir” adı verilen bir çalgı eşliğinde okunduğu için bu adı almıştır.

Çoğunlukla aşk, gurbet, özlem, ölüm gibi konuların işlendiği şiirler lirik özellik gösterir.

ELA GÖZLERİNE KURBAN OLDUĞUM

Elâ gözlerine kurbân olduğum
Yüzüne bakmağa doyamadum ben
İbret için gelmiş derler cihâna
Noktadur benlerün sayamadum ben


Aşık Ömer

Pastoral Şiir

Doğa güzelliklerini, kır ve doğa sevgisini, orman, yayla, dağ, köy ve çoban yaşamını, bunlara karşı duyulan özlemleri
anlatan şiir türüdür.

Şair doğa karşısındaki duygularını anlatıyorsa “idil”, bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatıyorsa “eglog” adını alır.

Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski, yeni.
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek Kemalettin Kamu

Epik Şiir

Yurt sevgisi, inanç ve insanlık gibi temaların yiğitlik duygusuyla birleştiği şiirlere epik şiir veya destan denir. Bunların bir kısmı doğal (İlyada, Odesa, Oğuz Kağan…), bir kısmı yapay (Kurtarılmış Kudüs, Üç Şehitler Destanı…) destanlardır.

Mustafa Kemal’in kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez de herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola. Önceden önceden. Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

Didaktik Şiir

Bilgilendirmek, öğretmek, eğitmek amacıyla yazılmış şiire öğretici (didaktik) şiir denir.

Türk Edebiyatında pek çok örneği vardır. Bunlar önceleri dinî ve ahlâkî eserlerdir. Sonraları efsane, fıkra, masal ve yergi şiirleri de yazılmıştır.

Atabetü’l Hakayık
Dostum diye inanıp sır söyleme sakın
Ne kadar olsa da güvenilir ve yakın
Sırrın sende bile durup gizlenmezken
Durur mu hiç dostunda, iyi düşün.

Satirik Şiir

Toplumdaki çeşitli düzensizlik ve bozuklukları iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştiren şiirlerdir. Halk edebiyatında “taşlama”, Divan edebiyatında “hiciv” denir.

Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim

7. Sınıf Türkçe Konuları için tıklayınız

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 30 + 4 kaçtır?


Basari Sıralamaları