5. Sınıf İnsanlar, Yerler ve Çevreler Konu Anlatımı

5. sınıf konu anlatımları. 5. sınıf İnsanlar, Yerler ve Çevreler Konu Anlatımı. 5. sınıf sosyal Bilgiler, 5. sınıf sosyal Bilgiler konu anlatımı, 5. sınıf İnsanlar, Yerler ve Çevreler Konu Anlatımı işte yazımızda.

İnsanlar, Yerler ve Çevreler

Yeryüzü Şekilleri

Yeryüzü şekillerinin başlıcaları dağlar, ovalar, platolar, vadiler, göller ve akarsulardır. Bu yeryüzü şekillerinin bölgelere göre dağılışının gösterilmesinde fiziki haritalardan yararlanılır.

Dağ: Çevresine göre yüksekte kalan yer şeklidir. Bulunduğu yerde tek başına olanlara tek dağ, birbiri ardınca sıralananlara sıradağ denir. Erciyes Dağı tek dağdır. Toros Dağları birçok dağın birbiriyle bağlanmış olduğu sıradağlardır. Fiziki haritalarda dağlar kahverengi renk ile gösterilir.

Plato: Akarsular tarafından derince yarılmış ve çevresine göre yüksekte kalmış geniş düzlüklerdir. İç Anadolu’daki Obruk Platosu, Doğu Anadolu’daki Erzurum-Kars Platosu gibi. Fiziki haritalarda platolar sarı renkle gösterilir.

Ova: Çevresine göre alçakta kalmış düzlüklerdir. Kıyı ovalar alçak olduğu için yeşil renkle, iç kesimlerdeki ovalar biraz da yüksek olduğu için sarı renkle gösterilirler.

Vadi: Bir akarsuyun, yatağını yüzeye doğru aşındırarak oluşturduğu V biçimindeki yeryüzü şeklidir. İç Anadolu Bölgesindeki Ihlara Vadisi gibi.

Akarsu: Yağmur, eriyen kar suları ya da kaynak suyuyla beslenen; belirli bir yatak boyunca sürekli veya zaman zaman akan sudur. Kızılırmak, Yeşilırmak gibi.

Göl: Karalar içindeki çukurluklarda biriken durgun su kütleleridir. Tuz Gölü, Van Gölü gibi

Tepe: Yüksekliği 500 metreyi geçmeyen yükseltilerdir.

Körfez: Denizin karaya doğru giren büyük ve geniş girintilerine denir. İskenderun Körfezi, Antalya Körfezi gibi..

Koy: Denizin karaya doğru giren küçük ve dar girintilerine denir. Bademli Koyu gibi…

Ada: Dört tarafı suyla çevrili olan kara parçasıdır. Kıbrıs adası gibi..

Yarımada: Üç tarafı surlarla çevrili olan kara parçasıdır. Datça Yarımadası gibi…

Delta: Bir ırmağın denize yaklaştığı yerde çatallanarak oluşturduğu üçgen biçimindeki birikintilerdir. Çukurova bir delta ovasıdır.

Fiziki haritalarda renkler yükseltileri ifade eder. Fiziki bir haritada kullanılan her rengin bir anlamı vardır.

Fiziki haritalarda kullanılan renklerin hangi yükseltileri ve derinlikleri ifade ettiği, haritanın bir kenarında harita işaretleri lejant bölümünde gösterilir.

Haritada denizler, göller ve akarsular mavi ve tonlarıyla gösterilir.

Karalarda:
– Yükseltisi az olan yerler (0-500 metre) ovalar yeşil tonlarıyla,
– Yükseltisi biraz yüksek olan yerler (500-1000 metre) yaylalar sarı renkle,
– Yükseltisi orta derecede yüksek olan yerler (1000-1500 metre) açık kahverengi ile,
– Yükseltisi çok fazla olan yerler, yüksek dağlar ise (1500 ve yukarısı) koyu kahverengi ile gösterilir.

Nüfus Ve Yerleşme

Nüfus, sınırları belirli bir alanda yaşayan insan sayısına denir. Nüfus dünya üzerinde dengeli bir şekilde dağılamamıştır. Nüfusun dağılışında etkili olan faktörler doğal ve beşeri olmak üzere ikiye ayrılır.

Doğal Faktörler

İklim: İklimin ılıman (ılık) olduğu yerlerde nüfus yoğundur. Ülkemizde denizin ılıman etkisinden dolayı nüfusun büyük kısmı Marmara, Ege, Karadeniz, Akdeniz kıyılarında toplanmıştır. Kışların sert ve uzun, yağışın az, karasal iklim şartlarının görüldüğü yerlerde ise nüfus azdır (tenhadır). Örneğin; İstanbul, İzmir ve Antalya’da iklim koşulları uygun olduğu için nüfus buralarda daha fazladır. Hakkâri, Kars, Tunceli gibi illerde ise nüfus, iklime bağlı olarak daha azdır.

Yer Şekilleri: Ülkemizde dağlık ve engebeli alanlarda nüfus yoğunluğu seyrek, ovalarda ve tarıma uygun alanlarda nüfus yoğundur. Örneğin; düz bir alana sahip olan Adana, Konya ve Bursa gibi illerimizin nüfusu fazladır. Yeryüzü şekillerinin engebeli olduğu Muş ve Artvin gibi illerimizin nüfusu azdır.

Yıldız Dağları Bölümü, Taşeli Platosu, Biga Yarımadası, Teke Yarımadası, Hakkâri Bölümü, Menteşe Yöresi gibi yerler ülkemizde yer şekillerinden dolayı nüfusun az olduğu alanlardandır.

Toprak Özellikleri: Toprakların verimli olduğu alanlar (Çukurova, Gediz, B. Menderes, Bafra, Çarşamba ovaları) yoğun nüfuslanmışken, Akdeniz kıyısındaki Teke ve Taşeli Platoları arazi yapısı, Tuz Gölü çevresi ise toprakları çorak ve verimsiz olduğu için az nüfuslanmıştır.

Su Kaynakları: Su insanlar için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Bu nedenle hem içme hem de tarım ve sanayide kullanılması nedeniyle ülkemizde birçok yerleşim yeri su kaynaklarının kenarında kurulmuştur.

Bitki Örtüsü: Ormanların gür olduğu yerlerde yerleşme az görülür. Örneğin Trabzon, Rize ve Giresun’un dağlık kesimlerinde nüfusun seyrek olmasında etkili olan faktörlerden biri de ormanların fazlalığıdır. Ormanlık alanlarda insanların bir yerden başka bir yere ulaşımı, tarımsal faaliyetler yapması, konut inşa etmesi daha zordur.

Beşeri Faktörler

Sanayi: Sanayinin geliştiği yerlerde fabrikalar çoktur. Fabrikalar insanlara iş olanakları sağlar. Dolayısıyla sanayinin geliştiği yerler aynı zamanda nüfusun da fazla olduğu alanlardır. Çünkü sanayinin geliştiği yerler çok göç alır. Bu da nüfusun artmasına neden olur.

Ülkemize sanayiye bağlı olarak nüfusun yoğun olduğu yerler: Çatalca–Kocaeli Bölümü, Bursa çevresi, İzmir, Zonguldak, Eskişehir-Ankara, Çukurova-Adana, İskenderun

Tarım: Tarımsal faaliyetlerin geliştiği ve yoğun olarak yapıldığı yerlerde nüfus fazladır. Ülkemizde tarım daha çok ovalarda yapılır.

Kıyı ovaları: Bafra ovası, Çarşamba ovası, Gediz ovası, Çukurova

İç ovalar: Konya ovası, Harran ovası, Adapazarı ovası, Bursa ovası gibi.

Turizm: Turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu yerlerde yerleşme ve nüfus fazladır. Ülkemizde Ege ve Akdeniz kıyılarındaki merkezlerde nüfusun yoğun olmasının bir nedeni de turizm faaliyetleridir.

Ulaşım: Ülkemizde, yer şekillerine bağlı olarak ulaşımın kolay sağlandığı ve yolların kavşağında bulunan yerler sık nüfuslanmışken, ulaşımın zor sağlandığı yerler az nüfuslanmıştır.

İstanbul, Kocaeli, Bursa, Eskişehir, Ankara, Gaziantep ve Kayseri gibi illerde ulaşım rahat sağlandığı için ticaret gelişmiş, bu da nüfusun yoğunlaşmasına neden olmuştur.

Ticaret: Sanayinin geliştiği yerlerde ticaret imkânı da fazladır. Ticari faaliyetler bankacılık, eğitim, sağlık gibi hizmet sektörü kollarını ön plana çıkarır. Ticaretin gelişmiş olduğu yerler insanlar tarafından daha çok tercih edilmektedir.

Örneğin, Adana, Kocaeli ve Kayseri gibi şehirlerin nüfusu fazladır. Ticaretin gelişmediği Bayburt, Çankırı, Gümüşhane gibi şehirlerde nüfus azdır.

Madencilik: Madenlerin ve enerji kaynaklarının işletilmesi için yoğun nüfusa ihtiyaç vardır. Bu nedenle yeraltı kaynaklarının işletildiği alanlarda nüfus fazladır.

Zonguldak (taşkömürü), Soma (linyit), Batman (petrol) gibi alanlar bu tür yerlerdendir.

Hizmet Sektörü: Hizmet sektörünün geliştiği yerlerde eğitim ve sağlık kurumları ile turistik tesisler daha fazla olduğundan iş imkânları da fazladır.

Ülkemizde eğitim ve sağlık kurumlarının yoğun olarak bulunduğu İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir ve Adana gibi illerimizin nüfusu her geçen yıl artmaktadır.

Ülkemizde yaz turizminin yoğun olduğu Antalya, Muğla, Aydın, İzmir gibi şehirlerin nüfusu fazladır. Kış turizminin yaygın olduğu Uludağ, Palandöken, Kartalkaya, Erciyes gibi kayak merkezi alanlarının çevresinde, kış mevsiminde insan sayısı artmaktadır.

Afetler Ve Çevre Sorunları

Doğada doğal nedenlerden dolayı meydana gelen, yıkımlara, can ve mal kaybına neden olan değişikliklere doğal afet denir.

Deprem, sel, heyelan, çığ, erozyon ve orman yangınları doğal afetler arasında sayılabilir.

Deprem: Yer kabuğunda meydana gelen kırılmalar ya da yanardağ faaliyetleri ile oluşan büyük sarsıntılara deprem denir. Ülkemiz deprem kuşağı ve fay hatları üzerinde yer alır. Bu nedenle ülkemizde sık sık depremler meydana gelir. Depremleri inceleyen bilim dalına sismoloji, süresini ve şiddetini kaydeden alete de
sismograf denir. Depremin şiddeti richter ölçeği ile ölçülür.

Depremlerin Zararlarını Azaltmak için:
– Binalar fay hatları ve yumuşak zeminler üzerine yapılmamalıdır.
– Bina yapımında depremlere dayanıklı malzeme kullanılmalıdır.
– Deprem bölgesinde çok katlı binalar yapılmamalıdır.

Heyelan (Toprak Kayması): Yağışın fazla, arazinin eğimli olduğu yerlerde toprağın dik yamaçlardan aşağıya doğru akmasına heyelan denir. Ülkemizde heyelan, aşırı yağış ve arazinin fazla eğimli olmasından dolayı en fazla Karadeniz Bölgesi’nde görülür.

Sel: Şiddetli yağmurlardan dolayı nehirlerin taşması sonucu ortaya çıkan su baskınlarına sel denir. Sellerde can ve mal kayıplarının artmasının en önemli nedeni çarpık kentleşme ve yerleşim yerlerinin dere kenarlarında kurulmasıdır.

Selden korunmak ve zararlarını azaltmak için:
– Dere yatakları temiz tutulmalı, akarsular üzerinde barajlar ve bentler yapılmalıdır.
– Ağaçlandırma ve teraslama (taraçalandırma) yapılmalıdır.
– Şehirlerde atık suların tahliyesi için altyapı çalışmaları yapılmalıdır.

Çığ: Yamaçlarda ve dağların yüksek kesimlerinde bulunan kar kütlelerinin aşağı doğru yuvarlanarak önüne çıkan her şeyi yıkıp geçmesidir. Çığ, en fazla kar yağışının çok ve yükseltinin fazla olduğu Doğu Anadolu Bölgesinde
görülür.

Erozyon: Bitki örtüsünden yoksun toprakların, yağmur ve rüzgarın etkisiyle aşınıp taşınmasına erozyon denir. Erozyon, en çok bitki örtüsünün yetersiz olduğu İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde görülür.

Erozyonu önlemek için;
– Ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı,
– Eğimli arazilere teraslama yapılmalı,
– Tarlalar eğimin tersi yönünde sürülmeli
– Mevcut bitki örtüsü korunmalıdır.

Orman Yangını: Genellikle insanların hatalarından ve ihmallerinden kaynaklanan büyük yangınlardır.

Orman yangınları en çok yaz aylarının sıcak ve kurak geçtiği Akdeniz ve Ege bölgelerinde, en az ise her mevsim yağışlı geçen Karadeniz bölgesinde görülür. Doğal afetlerden çok, insanların yanlış uygulamaları can ve mal kaybını arttırmaktadır.

Çevre sorunları bazen doğal yollarla meydana gelir, bazen de beşeri nedenlerden kaynaklanır. Çünkü insanlar doğal çevreden yararlanırken ve doğal kaynakları kullanırken çevreye zarar verirler, doğal dengeyi bozarlar.

Bu sorunlar;

Hava kirliliği: Ulaşım araçları, elektrik santralleri, sanayi faaliyetleri, binalarda ısınma amaçlı kullanılan yakıtlar hava kirliliğinin başlıca nedenidir.

Su kirliği: Termik santraller, gübreler, kimyasal ilaçlar, sanayi atıkları, toprak erozyonu su kirliliğinin başlıca nedenleridir.

Gürültü kirliliği: Ulaşım araçları, iş makinaları, sanayi kuruluşları, yüksek sesle müzik yapılan eğlence yerlerinden yayılan ses, kalabalıkların uğultusu, yüksek sesle konuşan ve bağıran insanlar gürültü kirliliğine sebep olur.

Toprak kirliliği: Sulardan toprağa karışan maddeler, hava yoluyla gelen maddeler, tarım alanlarında kullanılan ilaç ve gübrelerden kaynaklanan kimyasal maddeler, çöpler ve atıklar toprak kirliliğine neden olur.

Küresel Isınma: Küresel ısınma, atmosfere salınan gazların neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir.

İklim

Bir yerde görülen hava olaylarının (sıcaklık ve yağış) uzun yıllar boyunca gösterdiği ortalama durumdur. İklim uzun süreli hava olaylarının ortalamasıdır.

– İklim, yaşantımızı belirleyen önemli bir etkendir.
– İklim, insan hayatını etkiler.
– İklim, bitki örtüsünü etkiler.
– İklim, ekonomik faaliyetleri etkiler.

Hava Durumu : Sıcaklık, yağış ve rüzgar gibi hava olaylarının bir yerde gösterdiği kısa süreli değişime denir Ülkemizin ılıman iklim kuşağında olması, üç tarafının denizlerle çevrili olması, yüksek bir ülke olması, yurdumuzda arklı iklim tiplerinin oluşmasında en önemli etkenlerdir.

Klimatoloji: Yeryüzünde görülen iklim tiplerini, iklimlerin özelliklerini ve insan yaşamına etkilerini inceleyen bilim dalına klimatoloji (iklim bilimi) adı verilir. Bu alanda çalışan uzmanlar ise klimatolog (iklim bilimci) olarak adlandırılır.

Yurdumuzda çeşitli iklimler görülmektedir. Bunda;
– Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olması,
– Ülkemizin ılıman iklim kuşağında olması,
– Yükseltisinin batıdan doğuya artması,
– Yeryüzü şekillerinin farklı olması gibi faktörler etkili olmuştur.

Ülkemizde üç iklim tipi görülmektedir. Bunlar Karasal iklim, Akdeniz iklimi ve Karadeniz iklimidir.

Karasal İklim: 
– Ülkemizde en yaygın görülen iklim çeşididir.
– Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı geçer.
– Yağışlar en çok ilkbaharda, en az ise yaz aylarında görülür.
– Bitki örtüsü, ilkbahar yağışlarıyla yeşeren yazın ise sıcaklıktan dolayı kuruyan otlardan oluşan bozkırlardır.
– Karasal iklim Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu bölgeleri ile Marmara’nın iç kesimlerinde etkili olmaktadır
– Karasal iklimin görüldüğü yerlerde buğday, arpa, çavdar, mercimek, nohut, şekerpancarı, elma, üzüm, haşhaş gibi tarım ürünleri yetiştirilir.

Akdeniz İklimi:
– Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
– En fazla yağışı kışın, en az yağışı yazın alır.
– Bitki örtüsü makidir. Makiler, yaz kuraklığına dayanıklı olan ve bütün yıl yeşil kalabilen çalı ve kısa boylu
ağaçlardır.
– Akdeniz ve Ege kıyılarıyla, Marmara Bölgesi’nin güney kısmında ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında görülür.
– Yetiştirilen tarım ürünleri; turunçgiller (limon, portakal, greyfurt), muz, zeytin, susam, pamuk, üzüm, incir,
tütün vb.
– Don olaylarına ve kar yağışlarına çok az rastlanır. Güneşlenme süresi fazladır.
– Seracılık yaygın olarak yapılır. Nedeni; güneşli gün sayısının fazla olması ve kışların ılık geçmesidir.

Karadeniz İklimi:
– Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır.
– En fazla yağışı kışın, en az yağışı yazın alır.
– Bitki örtüsü makidir. Makiler, yaz kuraklığına dayanıklı olan ve bütün yıl yeşil kalabilen çalı ve kısa boylu ağaçlardır.
– Akdeniz ve Ege kıyılarıyla, Marmara Bölgesi’nin güney kısmında ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin batısında görülür.
– Yetiştirilen tarım ürünleri; turunçgiller (limon, portakal, greyfurt), muz, zeytin, susam, pamuk, üzüm, incir, tütün vb.
– Don olaylarına ve kar yağışlarına çok az rastlanır. Güneşlenme süresi fazladır.
– Seracılık yaygın olarak yapılır. Nedeni; güneşli gün sayısının fazla olması ve kışların ılık geçmesidir.

5. Sınıf Sosyal Bilgiler Konuları için tıklayınız.

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 4 + 4 kaçtır?