Dünya Ticaret Merkezleri ve Türkiye’de Ticaret Konu Anlatımı

Karatay

Merhaba arkadaşlar size bu yazımızda Coğrafya Konuları hakkında bilgi vereceğiz. Yazımızı okuyarak  bilgi sahibi olabilirsiniz. Dünya Ticaret Merkezleri ve Türkiye’de Ticaret nedir? sorusunun cevabı aşağıda sizleri bekliyor…

Dünya Ticaret Merkezleri ve Türkiye’de Ticaret

Geçmişten günümüze gelinceye kadar insanların yaptığı ekonomik faaliyetlerin pazar alanında tüketici ile buluşmasına ticaret denir. Ticarette esas olan kişi ya da toplumların kazanç elde etmek için ürettikleri ürünleri satmasıdır.

Ticaretin Gelişimi

Dünya ticaretindeki en köklü değişimler sanayi inkılabı ile başlayan dönemdir. Buhar gücü ile çalışan makinelerin icadı seri üretimi hızlandırmıştır. Ticaretin gelişmesi ulaşım sistemlerinin de gelişmesiyle yakından ilişkilidir. Üretilen ürünlerin pazara ulaşması ancak güçlü bir ulaşım ağı ile mümkündür. Günümüzde ticaretin sanal ortamlarda sağlıklı yapılması için Genel Ağ bağlantılarının yeterli düzeyde olması gerekmektedir. Geçmiş zamanlarda üretilen ürünlerin pazara ulaşması kara yolu, demir yolu ve deniz yolu ile sağlanmaktaydı. Bugün hâlâ kullanılan bu ticaret yollarındaki trafik, sanal ticaretin artması ile iyice yoğunlaşmıştır.

Ticaret için olmazsa olmaz kurallardan birisi de arz ve talep dengesidir. Bir ürünün pazar değerinin artması
ya da azalması arz talep ilişkisine bağlıdır. Talebin oluşması için de tüketiciye tanıtım yapılması gerekmektedir.
Reklam giderleri her ne kadar firmalar için masraf gibi görünse de iyi bir reklamın firmaya sağlayacağı kazanç
tartışılmazdır.

Dünya Ticaret Merkezleri ve Ağlarının Ekonomideki Yeri

Ticaret bölgeleri, dünyadaki ekonomik gücü elinde bulunduran ülkelerden oluşur. Dünya ticaretinin % 87,7’si Avrupa, Asya ve Kuzey Amerika ülkeleri tarafından gerçekleştirilir. Dünya ticaretinde söz sahibi bu merkezler; gıda, enerji, tarım, otomobil, maden ürünleri ve hizmet gibi sektörlerin imal ettiği her türlü ürünü küresel pazarda en hızlı ve güvenli şekilde tüketiciyle buluşturma hususunda en üst seviyededir.

Ekonomik açıdan bakıldığında küreselleşme paranın ülkeler arasındaki dolaşımı demektir. Küreselleşme ile ticaretin gelişmesi hem iç pazarı hem dış pazarı hareketlendirmektedir. Küreselleşme ürün çeşitliliğini arttırdığı gibi rekabet ortamının hızlanmasını kalitenin yükselmesini sağlamaktadır. Zamanında teslim etme ve ödeme kolaylıkları ticareti üst düzeye taşımaktadır.

Dünya Ticaretine Yön Veren Uluslararası Bölgeler ve Kuruluşlar

Dünya ticaretinde beş önemli merkez vardır ve bu merkezlerin hepsi Kuzey yarım kürede yer almaktadır. Ticaretin kıtalar arası dolaşımı, üretilen ürünlerin başka pazarlarda alıcı ile buluşma esasına dayanır. Geçmişte dış ticarette en fazla muz, kahve, petrol, makine sanayi ve tekstil gibi ürünler alırken bugün en yüksek pay hizmet sektörüne aittir.

Dünya ticaretinin büyük bir kısmı Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri tarafından gerçekleşmektedir. Gıda, tarım, enerji, otomotiv, maden ürünleri ve çeşitli hizmetleri üreten bu bölgeler, küreselleşme ile hızlı bir şekilde ürünleri pazar alanına ulaştırarak tüketiciye sunmaktadır.

Uzak Doğu Ticaret Bölgesi: Uzak Doğu ticaret bölgesi içinde, ekonomik anlamda gelişen ülkelerin başında Japonya gelmektedir. Japonya’nın dışında Tayvan, Hong Kong, Singapur ve Güney Kore, gelişen diğer merkezlerdir. Üretim denilince ilk akla gelen ülke Çin’dir. Son kırk yıl içinde hızlı büyüme kaydeden Çin’de, ucuz iş gücü sayesinde ekonomik büyümeyi sağlamıştır.

Dünyaca ünlü birçok şirket bu ülkede fabrika açmıştır. Dünya ticaretinin küreselleşmesi bazı ekonomik birliklerin ortaya çıkmasına da neden olmuştur. Avrupa Birliği (AB), Kuzey Amerika Serbest Ticaret Bölgesi (NAFTA) ve
Güney Ortak Pazarı (MERCOUR) bunlar arasındadır.

Avrupa Birliği (AB): Avrupa Birliği, kömür ve çelik sektörünü güçlendirmek ve kontrol etmek amacıyla Hollanda, Belçika, Almanya, Fransa, Lüksemburg ve İtalya arasında imzalanan Paris Anlaşması ile 1951 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğunu kurmuştur. Sonraki yıllarda üye olan ülkeler Avrupa Atom Enerjisi Topluluğunu kurmuştur. Roma Anlaşması’nın imzalanması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak ad değiştirmiş ve uzun süre AET olarak anılmıştır. 1958 yılında imzalanan Roma Anlaşması ile AET ülkeleri gümrük birliği uygulamasını hayata geçirmişler, tarım, ulaşım ve rekabet gibi alanlarda ortak politikalar oluşturmuşlardır. Bu ortak politikalar zamanla dış politikaya da yansımıştır. Günümüzde Maastrich (Mastrık) Anlaşması Avrupa birliğini kuran anlaşma olarak tarihe geçmiştir. Amsterdam ve Nice (Nays) Anlaşması sonrasında Avrupa Birliği bazı ülkelerin dışında ortak para birimi olarak Euro (Avro) kullanmaya başlamıştır.

Kuzey Amerika Ticaret Bölgesi (NAFTA): Kuzey Amerika kıtasında yer alan Kanada, ABD ve Meksika arasında 1994 yılında kurulan bölgesel bir örgüttür. Bu bölgesel örgütün amacı Kuzey Amerika ülkelerinin ticari yatırımlarını artırmak ve bu ülkelerin ekonomik anlamda daha güçlü hâle gelmesini sağlamaktır.

Güney Ortak Pazarı (MERCOSUR): 26 Mart 1991 tarihinde kurulmuş olan birlik Güney Amerika ülkeleri arasında serbest ticaret dolaşımı ve gümrük birliğini sağlamaktadır. Avrupa Birliği ve NAFTA’dan sonra
üçüncü büyük birlik olan MERCOSUR küresel ticarette etkili olan bütün ülkelerle ekonomik işbirliği içindedir. 2010 yılında Güney Amerika ülkelerine ihracatımızın yaklaşık 2/3’ü MERCOSUR’un tam üyesi olan 4 ülkeye yapılmıştır. Türkiye’nin MERCOSUR ülkeleriyle olan ihracatı 2010 yılında % 83 artarak 1,2 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.
İthalatımız ise 2010 yılında % 28,7 artarak 2,9 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.

12. Sınıf Coğrafya Konuları için Tıklayınız

12. Sınıfta Yer Alan Diğer Ders ve Konuları için Tıklayınız

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

BİR YORUM YAZIN

Soru: 72 + 4 kaçtır?


Basari Sıralamaları