6. Sınıf Duyu Organları Konu Anlatımı

Çevremizdeki uyarıları alabilecek organlar duyu organları olarak adlandırılır. Vücudumuzdaki duyu organlarıyla tat, koku, dokunma, görme ve işitme ile ilgili uyarıları algılarız. Duyu Organları nedir?, Duyu Organları nelerden oluşur?

Duyu Organları

Çevremizdeki uyarıları alabilecek organlar duyu organları olarak adlandırılır. Vücudumuzdaki duyu
organlarıyla tat, koku, dokunma, görme ve işitme ile ilgili uyarıları algılarız

Duyu Organlarının Yapıları 

Canlılık faaliyetlerimizi sürdürebilmemiz için çevremizde ve bünyemizde oluşan değişikliklerden anında haberdar olmamız gerekir. Çevremizdeki ve vücut içindeki değişmeleri algılayabilmemizi sağlayan
yapılara duyu almaçları adı verilir. Duyu almaçları, bulundukları organların dışa açılan yüzeylerine yakın
olduğu bölgelerde yer alan özel yapılardan oluşur.

Çevremizdeki uyarıları alabilecek organlar duyu organları olarak adlandırılır. Vücudumuzdaki duyu
organlarıyla tat, koku, dokunma, görme ve işitme ile ilgili uyarıları algılarız.

Görme Duyusu Göz

İnsan gözü 4000 – 7400 A° arasındaki dalga boyuna sahip ışıkla uyarılabilen, görme olayını gerçekleştiren organdır. Göz, görmeyi sağlayan ve koruyucu görevi olan yapılardan meydana gelmiştir. Gözdeki koruyucu yapılar; kaşlar, göz kapakları, kirpikler, gözyaşı bezi ve göz yuvarlağını göz çukuruna bağlayan, hareketi sağlayan kaslardır.

Göz dıştan içe doğru sert tabaka (sklera), damar tabaka (koroid) ve ağ tabaka (retina) olmak üzere üç bölümden oluşur.

Tabakalar

Sert Tabaka (Sklera)

Gözün en dış tabakasıdır. Gözü sarar ve iç tabakaları korur. Sert tabakanın gözün ön kısmında saydamlaşıp kubbeleşerek oluşturduğu yapıya kornea (saydam tabaka) denir.

Damar Tabaka

Gözü besleyen damarlar bulunur. Gözün önünde iris ve göz bebeğini oluşturur. İris gözün renkli kısmıdır. Düz kaslardan oluşmuştur. Kasılıp gevşeyerek göze giren ışık miktarını ayarlar. Böylece göz bebeği büyür/küçülür. Göz bebeği irisin ortasındaki siyah renkli kısımdır. Korneadan gelen ışığı göz merceğine yollar. Göz merceği; göz bebeğinden gelen ışın tekrar kırılarak görüntü ağ tabakaya düşer.

Ağ Tabaka

En içteki tabakadır. Duyu almaçları ve sinirler burada yer alır. Sarı leke ağ tabaka üzerinde yer alır.

Sarı leke; esas görüntünün oluştuğu kısımdır. Görüntü burada ters oluşur.

Kör Nokta; sinirlerin gözden çıktığı kısımdır. Burada görüntü oluşmaz.

Koku Alma Duyusu Burun

Burun, nefes ve koku alma organı olarak iş görür. Solunan havayı ısıtma, temizleme ve nemlendirme gibi görevleri vardır.
İnsanların koku duyusu, uçucu ve mukusta çözünebilen kimyasalları algılar. Koku reseptörleri burnun üst kısmında sarı bölge adı verilen yerde bulunur.

Reseptör hücrelerin algılayıcı uçlarında yer alan siller, kokuyu algılar ve uyarı, hücrelerin kendi aksonları aracılığı ile beynin ilgili merkezine götürülür. Uzun süre aynı koku alınırsa koku reseptörleri yorulurlar ve koku hissedilmez. Bu durum koku adaptasyonudur.

Kişinin kendi ten kokusunu veya üzerine sıktığı parfüm kokusunu bir süre sonra algılayamamasının sebebi budur. Bu durumdaki duyu hücreleri ancak ortama yayılan farklı bir kokuyu algılayabilir.

İşitme Duyusu Kulak

Başımızın her iki yanında, şakak kemikleri içindeki oyuklara yerleşmiş olan kulaklarımız, işitme duyu organımızdır.

Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir.

Dış kulak

Dış kulağın görevi, ses dalgalarını toplamak ve onları yönlendirerek orta kulağa iletmektir.
Dış kulak; kulak kepçesi, kulak yolu ve kulak zarından meydana gelmiştir.

Orta kulak
Kulak zarı ile iç kulağın başlangıcı olan oval pencere arasında kalan kısımdır.
Orta kulak içerisinde çekiç, örs ve üzengi kemikleri bulunur. Bu kemikler, sesin orta kulaktan iç kulağa
iletilmesinde görev alır. Orta kulak, östaki borusu ile yutağa bağlıdır. Östaki borusu, orta kulak ile dış
ortam arasındaki basınç farkını dengeleyerek kulak zarının yırtılmasını önler.

İç kulak
İç kulakta, hem işitme hem de denge duyusu ile ilgili yapılar bulunur.
Oval pencere ile başlayan iç kulakta, kendi aralarında bağlantılı olan kanallardan oluşmuş salyangoz vardır. Salyangozun içi sıvı ile doludur ve içinde ses uyarılarını algılayan yapılar bulunur.
İç kulakta yer alan bir diğer yapı, yarım daire kanallarıdır. Yarım daire kanalları, vücudun dengesini sağlamada beyincik ile birlikte görev alır.

Dokunma Duyusu Deri

Terleme ile boşaltıma yardımcı olur. Solunumu sağlar. Vücudu dıştan gelebilecek darbelere karşı korur. Vücut ısısını ayarlar.

Deri, üst deri ve alt deri olmak üzere iki kısımda incelenir:

Üst Deri (Epidermis)

Örtü epitelinden oluşur. Epidermiste kan damarları ve sinirler bir de ter bezleri yoktur.

-Üst derinin üst kısmı korun tabakası adını alır. Korun tabakası deriyi çarpma, vurma ve mikroorganizmalara karşı korur. Korun tabakasının kalınlaşmasıyla oluşan keratinden saç, tırnak gibi yapılar gelişir.

-Korun tabakasının altında canlı hücrelerden oluşan Malpighi tabakası bulunur. Burada deriye rengini veren melanin pigmenti sentezlenir. Ayrıca ağrı reseptörleri ve ter kanalları da bulunur.

Alt Deri (Dermis)

Üst derinin altındaki tabakadır. Burada kan damarları, sinirler, duyu reseptörleri, kıl kökleri, elastik ve kollajen lifler, düz kaslar, ter ve yağ bezleri bulunur.

Ter bezleri: Dudak hariç tüm vücut yüzeyinde bulunur. Alt deride yer alan bu bezler yumak gibi kıvrılmıştır, gözenekler ile deri yüzeyine açılır. Derinin vücut sıcaklığını düzenlemesi ve boşaltıma yardımcı olması bu bezlerden salgılanan ter sıvısı ile olur.

Yağ bezleri: Salgılarını kılları saran keseciklere vererek derinin yumuşak kalmasını sağlar.

Kıllar: Avuç içi, ayak tabanı, dudaklar hariç tüm vücutta bulunabilir. Kıllar gündüze oranla gece, soğuk ortama oranla sıcak ortamda daha hızlı uzar.

-Alt deride dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi duyuları alan reseptörler bulunur. Derinin duyu organı olarak kabul edilmesi bu reseptörler nedeniyledir.

Tat Alma Duyusu Dil

Dil, değişik tatları algılamamızı sağlayan duyu organımızdır.

 

İnsanda tat alma, dile temas eden nesnelerdeki kimyasal maddelerin kemoreseptörler tarafından algılanması sonucu oluşur. Bilimsel anlamda dilin tat alma sistemi ile algıladığı beş temel (ana) tat vardır: tatlı, ekşi, tuzlu, bitter (buruk/acımtırak) ve umami.

Bunlara ilaveten biber vb. yiyeceklerin oluşturduğu yanma hissi “acı” olarak tanımlanır ve gündelik kullanımda sıklıkla temel tatlara dahil edilir. Temel tatlar haricinde yağlı, metalik gibi çok çeşitli tat sınıfları mevcuttur.

Aralarında insanın da bulunduğu kara omurgalılarında tat alma, dilde bulunan ve tat tomurcuğu adı verilen organ tarafından gerçekleştirilir. Balıklarda tat tomurcuğu dudaklarda, yüzgeçlerde ve bazı türlerde kuyrukta bulunur. Kimyasalları algılayan reseptör hücrelerin yaklaşık 50-150’si bir tat tomurcuğunu meydana getirir. Tat tomurcukları dil yüzeyinde gömülü durumdadır ve ağızdaki kimyasallar tat tomurcuğuna tat gözenekleri vasıtasıyla erişir.

Koku Alma ve Tat Alma Duyuları Arasındaki İlişki 

Bir maddenin tadının algılanmasında o maddenin kokusunun da rolü vardır. Koku yeterince alınmazsa tat da buna paralel olarak az alınır.

Tükürük veya mukus tarafından çözülebilen tanecikler, koku ve tat alan yapıları uyarabilir. Uyartılar, merkezî sinir sistemine iletilir. Koku ve tat alma duyuları ile beyne aktarılan uyarılar, beyinde aynı merkez tarafından değerlendirilip yorumlanır. Bu nedenle, annemizin yaptığı bir yemeğin daha tadına bakmadan, kokusunu algılayarak çok lezzetli olduğunu söyleyebiliyoruz.

Duyu Organlarındaki Kusurların Giderilmesinde Kullanılan Teknolojiler

Duyu organlarımızda en sık rastlanan aksaklıklar, görme ve işitme ile ilgilidir. Gözde meydana gelen miyopluk, hipermetropluk, astigmatlık, şaşılık gibi kusurlar ile kulakta meydana gelen işitme kayıpları en sık rastlanan duyu organı kusurlarıdır.

Miyopluk, uzağı iyi görememe şeklindeki göz kusurudur. Hipermetropluk, yakını iyi görememe şeklindeki göz kusurudur. Astigmatlık, korneanın düzensiz kavislenmesi sonucu ortaya çıkar ve farklı yerlerde birden çok görüntü oluşur. Bu durumda görüntü daima bulanık olur. Bir diğer göz kusuru da gözü hareket ettiren kasların uyumsuz çalışması nedeniyle ortaya çıkan şaşılıktır. Şaşılığın tedavisi ameliyatla yapılabilmektedir.

Göz nakli ile gözün bozulan korneası değiştirilerek sağlıklı kornea ile değiştirilir. Ayrıca miyop, hipermetrop ve astigmat gibi göz kusurlarında gözlük ve lens kullanıldığında tedavi edilebilir.

Braille (Briyl) alfabesi görme engellilerin okuyup yazması için geliştirilmiştir. Bir dikdörtgen üzerinde altı kabartılarak 6 noktadan oluşan alfabedir. Louis Braille tarafından 1821’de geliştirilmiştir. Braille alfabesi ile sayılar noktalama işaretleri gibi farklı işaretler kullanılır. Böylece alfabeyi öğrenen görme engelli kişiler kitap okuma, işlem yapma olanağına kavuşurlar.

İşitme ile ilgili aksaklıkların birçoğu çeşitli teknolojik işitme cihazları yardımıyla geçici biçimde giderilebilmektedir. Kulak içine de yerleştirilebilen bu cihazların bazıları dışarıdan fark edilmemektedir.

Deri hastalıklarının teşhis ve tedavisinde çeşitli teknolojik cihazlar kullanılır. Dermatoskop bu teknolojik cihazlara örnektir.

Burun hastalıklarından korunmak veya tedavi olmak içinse ilaç, aşı ve burun maskeleri gibi yöntem ve araçlardan yararlanılır. Tat alma organımız dilde de çeşitli rahatsızlıklar yaşayabiliriz. Bu hastalığın tedavisinde çeşitli damlalar ve teknolojik aletler kullanılmaktadır.

Duyu Organlarının Sağlığı

Duyu organlarımızın sağlığının bozulması, yaşam kalitemizi olumsuz etkiler. Bu nedenle duyu organlarımızın sağlığını korumamız gerekir. Duyu organlarımızın sağlığı için yapmamız gerekenler;

– Dil sağlığımızı korumak için aşırı sıcak ya da aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınmalıyız. Ayrıca bozulmaya veya çürümeye başladığını düşündüğümüz yiyeceklerin tadına bakmamalıyız.
– Burun sağlığımızı korumak için ne olduğunu bilmediğimiz ve keskin kokulu maddeleri koklamamalıyız. Koklandığında kişileri zehirleyebilen ya da uyuşturucu etkisi bulunan kimyasal maddelerden uzak durmalıyız.
– Deri sağlığımızı korumak için yapmamız gereken ilk iş, deriyi temiz tutmaktır. Bu amaçla sık sık banyo yapmalıyız.
– Deriye zarar veren tuz ruhu, çamaşır suyu, böcek ilacı vb. maddeler ile temas etmemeye özen göstermeliyiz. Eğer bu maddelerle temas edersek o bölgeyi hemen bol su ile yıkamalıyız.
– Ellerimize zarar verebilecek maddelerle çalışırken eldiven kullanmalıyız.
– Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmak için güneş altında gereğinden fazla kalmamalıyız.
– Göz sağlığımızı korumak için bilgisayar ya da televizyonu çok yakından ve uzun süreli izlememeliyiz.
– Göz sağlığı için süt ürünleri, meyveler ve sebzeler gibi A vitaminince zengin yiyecekler tüketmeye özen göstermeliyiz.
– Göz sağlığımızı korumak için kitap ya da gazete okurken yazı ile göz arasında 30-40 cm uzaklık olmasına dikkat etmeliyiz.
– Aydınlatma için kullanılan lambalar, gözü yormayacak şekilde yerleştirilmiş olmalı ve ışık doğrudan göze gelmemelidir.
– Kulak sağlığımızı korumak için kulağa herhangi bir cisim sokmamalıyız.
– Çok şiddetli sesin ve sürekli gürültünün olduğu ortamlardan kaçınmalıyız, televizyon izlerken veya müzik dinlerken sesi çok yükseltmemeliyiz.
– Kulak temizliğine dikkat etmeliyiz. Banyo yaparken ya da yüzme sırasında kulağa su kaçmasını engellemeli ve kulağımızı sudan çıkınca hemen kurulamalıyız.

yorumlar
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Hazal dedi ki:

    Cok tesekkurler gercekten cok tesekkur ediyorum.Hoca bize goz ve kulak ozeti yapin dedi bende burdan yazdim hoca beni en cok begendi dediki en guzel ozet yazan sensin tebrikler dedi gercekten ama gercekten cok tesekkur ediyorum boyle devam edin💜

yorum-yaz
BİR YORUM YAZIN

Soru: 40 + 6 kaçtır?